Examples of using "Mamãe" in a sentence and their turkish translations:
Anne bağırdı.
Anne bağırdı.
Nereye gidiyorsun anne?
Doğum günün kutlu olsun, anne.
Anne kente gidiyor.
Anne, gitmek istemiyorum!
Annem her zaman haklıdır.
Annem erken kalkar.
Sen bir anne olacaksın.
Annemin ateşi var.
Annem her zaman haklıdır.
Anne, kedi nerede?
Anne, yüzmeye gidebilir miyim?
Annemiz mağazaya gidiyor mu?
Anne, açım.
- Annemi seviyorum.
- Annemi istiyorum.
Anne öğle yemeği hazırlıyor.
Tamam, anne, bunu anlıyorum!
Anne, mağazaya benimle gel.
Annem bana bir oyuncak satın alıyor.
Annem sabahleyin hastaneye gider.
Annem bize bir yavru köpek alacak.
Anne, bak ne buldum.
Annem pasta yapıyor.
Annem bana yeni bir elbise yaptı.
Annemin amacı üniversiteyi bitirmekti ama babamın amacı annemdi.
Annem onun için güzel bir bebek aldı.
"Tom, sen misin?" "Merhaba anne, benim."
Anne, acele et! Herkes bekliyor.
Annem eve ne zaman geliyor?
Anne, yiyecek bir şey yapıyor.
Annem babamdan daha yaşlı.
fakat anneye ve kız kardeşe küfür etmeyeceksin
Anneme bir bitki vermek istiyorum.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
Annem bana şişman olduğumu söyledi.
Annem daha fazla sebze yemem gerektiğinde ısrar ediyor.
Annem benim için güzel bir bebek aldı.
Sen ve annem nasıl tanıştınız?
Hâlâ anneme ana diyorum.
Büyükannem ve annem her zaman bunu söylerdi.
Annem doğum günüm için bir pasta yaptı.
Annem bana ihtiyaç duyduğum tüm sevgiyi verdi.
Büyükbabamla gitmek istemiyorum anne. Beni burada bırak.
Annem nerede?
Babam Arjantinlilerin oğluydu ve annem Brezilyalıların kızıydı.
Anne bana bir mesaj bıraktı.
Babam alışveriş yaparken annem arabada kaldı.
Kız kardeşim anneme ben bebekken bana bakması için yardım ederdi.
Küçük kedi yavruları süt üretmeye teşvik etmek için annelerinin karnını ovarlar, bu yüzden yetişkin kediler seni ovduklarında bu seninle mutlu ve rahat oldukları anlamına gelir- tıpkı sen onların anneleriymişsin gibi.