Translation of "Mamãe" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Mamãe" in a sentence and their turkish translations:

Mamãe chorou.

Anne bağırdı.

A mamãe chorou.

Anne bağırdı.

Aonde vai, mamãe?

Nereye gidiyorsun anne?

Feliz aniversário, mamãe.

Doğum günün kutlu olsun, anne.

- Mamãe está indo à cidade.
- Mamãe vai à cidade.

Anne kente gidiyor.

- Eu não quero ir, mamãe!
- Não quero ir, mamãe!

Anne, gitmek istemiyorum!

- Mamãe sempre está com a razão.
- Mamãe sempre tem razão.

Annem her zaman haklıdır.

Mamãe se levanta cedo.

Annem erken kalkar.

Você vai virar mamãe.

Sen bir anne olacaksın.

Mamãe está com febre.

Annemin ateşi var.

Mamãe sempre tem razão.

Annem her zaman haklıdır.

Mamãe, cadê o miau?

Anne, kedi nerede?

Mamãe, posso ir nadar?

Anne, yüzmeye gidebilir miyim?

Mamãe vai à loja?

Annemiz mağazaya gidiyor mu?

Mamãe, eu estou faminto.

Anne, açım.

Eu amo a mamãe.

- Annemi seviyorum.
- Annemi istiyorum.

Mamãe está preparando o almoço.

Anne öğle yemeği hazırlıyor.

Está bem, mamãe, já entendi!

Tamam, anne, bunu anlıyorum!

Mamãe, venha comigo à loja.

Anne, mağazaya benimle gel.

Mamãe está me comprando um brinquedo.

Annem bana bir oyuncak satın alıyor.

Mamãe vai ao hospital de manhã.

Annem sabahleyin hastaneye gider.

Mamãe vai nos comprar um cachorrinho.

Annem bize bir yavru köpek alacak.

Mamãe, olha o que eu achei.

Anne, bak ne buldum.

A mamãe está fazendo um bolo.

Annem pasta yapıyor.

Mamãe me fez uma roupa nova.

Annem bana yeni bir elbise yaptı.

O objetivo de mamãe era formar-se, mas o objetivo de papai era a mamãe.

Annemin amacı üniversiteyi bitirmekti ama babamın amacı annemdi.

Mamãe comprou uma bonita boneca para ela.

Annem onun için güzel bir bebek aldı.

"Tom, é você?" "Oi mamãe, sou eu."

"Tom, sen misin?" "Merhaba anne, benim."

Mamãe, anda rápido! Todo mundo está esperando.

Anne, acele et! Herkes bekliyor.

Quando a mamãe volta para a casa ?

Annem eve ne zaman geliyor?

Mamãe está fazendo a comida na cozinha.

Anne, yiyecek bir şey yapıyor.

A mamãe é maior que o papai.

Annem babamdan daha yaşlı.

Mas você não vai xingar mamãe e irmã

fakat anneye ve kız kardeşe küfür etmeyeceksin

Quero dar uma planta de presente para Mamãe.

Anneme bir bitki vermek istiyorum.

Mamãe olhou para mim com lágrimas nos olhos.

Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.

Minha mamãe me disse que eu era gordo.

Annem bana şişman olduğumu söyledi.

Mamãe insiste que eu deva comer mais legumes.

Annem daha fazla sebze yemem gerektiğinde ısrar ediyor.

A mamãe comprou uma boneca bonita para mim.

Annem benim için güzel bir bebek aldı.

Como foi que você e mamãe se conheceram?

Sen ve annem nasıl tanıştınız?

Eu ainda chamo a minha mãe de mamãe.

Hâlâ anneme ana diyorum.

Vovó e mamãe costumavam dizer isso o tempo todo.

Büyükannem ve annem her zaman bunu söylerdi.

A mamãe fez um bolo para o meu aniversário.

Annem doğum günüm için bir pasta yaptı.

Mamãe deu-me todo o amor de que precisava.

Annem bana ihtiyaç duyduğum tüm sevgiyi verdi.

Mamãe, não quero ir com o vovô. Deixa-me aqui.

Büyükbabamla gitmek istemiyorum anne. Beni burada bırak.

- Onde está a minha mãe?
- Onde está a minha mamãe?

Annem nerede?

Papai era filho de argentinos e mamãe era filha de brasileiros.

Babam Arjantinlilerin oğluydu ve annem Brezilyalıların kızıydı.

- Mamãe me deixou uma mensagem.
- A mãe me deixou uma mensagem.

Anne bana bir mesaj bıraktı.

A mamãe ficou no carro enquanto o papai fazia as compras.

Babam alışveriş yaparken annem arabada kaldı.

Minha irmã ajudou mamãe a cuidar de mim quando eu era bebê.

Kız kardeşim anneme ben bebekken bana bakması için yardım ederdi.

Gatinhos filhotes amassam a barriga da mãe para estimulá-la a produzir leite, então, quando os gatos adultos amassam você, isso significa que eles estão felizes e à vontade com você - como se você fosse a mamãe deles.

Küçük kedi yavruları süt üretmeye teşvik etmek için annelerinin karnını ovarlar, bu yüzden yetişkin kediler seni ovduklarında bu seninle mutlu ve rahat oldukları anlamına gelir- tıpkı sen onların anneleriymişsin gibi.