Translation of "Vila" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Vila" in a sentence and their turkish translations:

A vila dorme.

Villa uyuyor.

Aquela vila parecia ser próspera.

O kasaba müreffeh görünüyordu.

Ele retornou à sua vila natal.

Doğduğu köye döndü.

Parecia que ninguém estava na vila.

Köyde kimse yok gibi görünüyordu.

Tom cresceu em uma pequena vila.

Tom küçük bir köyde büyüdü.

O inimigo aproxima-se da vila.

Düşman, kente yaklaşıyor.

A vila é famosa por suas termas.

Kasaba kaplıcası ile ünlüdür.

Há uma estrada estreita para a vila.

Köye giden dar bir yol var.

Os garotos da vila riram de mim.

Köydeki çocuklar bana güldü.

Aproximadamente 10.000 atletas vivem na vila olímpica.

Yaklaşık 10.000 sporcu, olimpiyat köyünde yaşıyor.

Descrevendo a falta de um médico na vila

köyde doktor eksikliğini anlatan

Esta galinha da vila é um menino lindo

Bu köy tavuğu güzel oğlandır

Tom vivia em uma pequena vila de pescadores.

Tom küçük bir balıkçı köyünde yaşadı.

Esta vila está livre de poluição do ar.

Bu köyde hava kirliliği yok.

Edificou-se esta vila no caminho migratório dos elefantes.

birden fillerin göç yolu üzerinde bitiverdi.

Costumava ser apenas uma ferramenta para observar nossa vila.

Eskiden sadece köyümüze bakmak için kullandığımız bir araçtı.

A vila na qual eu moro é muito pequena.

Yaşadığım köy çok küçük.

A vila está a duas milhas de distância da costa.

Kasaba, kıyıdan iki mil uzaktadır.

A maioria das pessoas na vila era contra o plano.

Köydeki çoğu insan plana itiraz etti.

A vila está ligada a nossa cidade por uma ponte.

Köy bir köprü ile şehrimize bağlanıyor.

Costumava haver uma vila por aqui antes da construção da represa.

Baraj inşa edilmeden önce burada bir köy vardı.

O maior mamífero terrestre do planeta esgueira-se pelo centro da vila.

Dünya'nın en büyük kara memelisi şehrin tam göbeğinden geçip gidiyor.

... a matriarca pode comunicar com a manada do outro lado da vila.

...dişi lider, tüm kasabaya yayılmış sürüyle iletişim kurabilir.

Os atletas olímpicos habitam a vila olímpica durante o período dos jogos.

Olimpik atletler, oyunlar sırasında Olimpiyat köyünde yaşarlar.

Milionário idiota e eu saí da vila para a cidade em seu filme

salak milyoner ve köyden indim şehire filminde

Nas férias de verão vamos todos os anos à vila de meu avô.

Her yıl yaz tatilinde dedemin köyüne gideriz.

Todo mundo estava indo de sua vila para sua cidade para Istambul para ser famoso

herkes köyünden kentinden İstanbul'a gidiyordu meşhur olmak derdine

Local tradicional da corte do rei Hrolf, que agora é a pequena vila de Lejre, na Dinamarca.

şu anda Danimarka'daki küçük Lejre köyü olan Kral Hrolf'un mahkemesinin geleneksel alanına bakmaya başladı .

Mas tem de se pôr em marcha. A sua manada tem de sair da vila antes do trânsito matinal.

Ama çok oyalanmasa iyi eder. Sürüsü, sabah trafiği başlamadan kasabadan ayrılmalı.