Examples of using "Veem" in a sentence and their turkish translations:
Onlar onu görüyor.
Kazlar Tanrı'yı görüyor mu?
Onlar Dan'ı görüyorlar.
Onları görüyor musun?
Onlar sık sık bizimle görüşürler.
İkisi de yapay ışıkta iyi görüyor.
İnsanlar gördüklerine inanırlar.
Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.
çünkü televizyonda o halkı görüyorlar
Üç kuşak şeyleri üç şekilde görür.
Birazcık, aynen böyle. Kürekle. İşte böyle. Ver bana.
Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.
Doğa ve kitaplar onları gören gözlere aittir.
Maymunların algılamadığı kızılötesi ışık tünedikleri yerleri ortaya çıkarıyor.
Ne sıklıkta TV izlersin?
Mavi ve yeşil renkleri çok iyi görebilen omurgasızlar için karşı konulmazdırlar.
Farkı görüyor musun?