Examples of using "Frequência" in a sentence and their turkish translations:
- Ben sık sık kayak yaparım.
- Sık sık kayak yaparım.
Oraya sık sık gider misin?
Ne sıklıkta kusuyorsunuz?
Burada sık sık yağmur yağar.
Bu sık sık burada olur.
Ben sık sık kitap okurum.
Sık sık ağlar mısın?
Biz sık sık birlikte öğle yemeği yeriz.
Sık sık seyahat eder misiniz?
Ne sıklıkta TV izlersin?
Ne sıklıkla Tenis oynuyorsun?
Sık sık alışverişe gider misin?
Sık sık sinemaya giderim.
Oraya sık sık gider misin?
O beni sık sık arar.
Tom sık sık okuldan kaçar.
Sık sık pizza yerdim.
Ne sıklıkta içersin?
Ben sık sık araba kullanmam.
Onlar sık sık bizimle görüşürler.
Onu sık sık görüyor musun?
Ben sık sık gülmem.
Tom sık sık şifrelerini değiştirir.
- Yurtdışına ne kadar sıklıkla gidersiniz?
- Ne sıklıkta yurt dışına gidersin?
O, sık sık Tokyo'ya gider.
Ne sıklıkta duş alırsın?
Tom çok sık yazmadı.
Biz sık sık birlikte tenis oynarız.
İngiltere'de ne sıklıkta yağmur yağar?
Bu çok sık olmaz.
Ne kadar sıklıkla tıraş olursun?
Tom çok sık kazanmaz.
Ne sıklıkta buraya gelirsin?
Kyoto'yu ne sıklıkta ziyaret ettiniz?
Ne sıklıkta dışarıda yemek yersin?
O, sık sık televizyonda görünür.
Ne sıklıkta onu görürsün?
Ne sıklıkta balık yersin?
Tom ne sıklıkta hokey oynar?
Bayan, oraya ne sıklıkta gidiyorsun?
Sık sık Boston'da çalışırım.
- Ne sıklıkla satranç oynarsın?
- Ne sıklıkla satranç oynarsınız?
Şifreni sık sık değiştirmelisin.
Babam sık sık bulaşıkları yıkar.
Erkek kardeşim sık sık okuldan kaçar.
Sık sık ölmüş annemi düşünürüm.
Ne sıklıkta dişlerini fırçalarsın?
Ne sıklıkta çarşaflarını yıkarsın?
Anne babana sık sık yazar mısın?
Onunla çok sık görüşmem.
Plaja ne sıklıkla gidersin?
Tom sık sık müzik dinlemez.
Ne sıklıkta alışverişe çıkarsın?
Ne kadar sıklıkla Boston'a gidersin?
Tom'u ne kadar sıklıkla görüyorsun?
En sık hangi dili kullanırsın?
İnternet siteni sık sık günceller misin?
Tom ne sıklıkla buraya gelir?
Sık sık yüzer misin?
Bu düşündüğünden daha sık olur.
Ne sıklıkta giysilerini yıkarsın?
Ne sıklıkta kotlarını yıkarsın?
Biz sık sık satranç oynarız.
Tom İtalyan yemeği çok sık yemez.
İşte sık sık yemek yediğim restoran.
Postanı ne sıklıkla kontrol ediyorsun?
Tom ve Mary ne sıklıkta dans etmeye gider?
Tom ile ne sıklıkla konuşuyorsun?
Tom bunu çok sık yapmaz.
Hayalet daha sık görünmeye başladı.
Ne sıklıkta vaftiz ebeveynlerini görürsün?
Tom ne kadar sıklıkta Fransızca dersleri alır?
- Öğle yemeğinden sonra genelde uykun geliyor mu?
- Öğle yemeği yedikten sonra üzerine bir mayışıklık çöküyor mu genelde?
Genel gürültüyü delip geçen bir frekansta çağrı yapıyorlar.
Trenler otobüslerden daha sık gelirler.
Sempatinin sevgiye dönüştüğüne sık sık rastlarsınız.
En dikkatli şekilde yapılmış planlar bile sık sık başarısızlıkla sonuçlanır.
Tom ve Mary çok sık sinemaya gitmezler.
Sık sık plaja gidiyorum.
Akıllı telefonunuzdaki kamerayı ne sıklıkla kullanıyorsunuz?
Ne kadar sıklıkla kahvaltıda tahıl yersin?
Sen ve Tom onu sık sık yapmıyorsunuz, değil mi?
Tom bizi oldukça sık ziyaret eder ama asla çok uzun kalmaz.
Bu tür şeyin çok sık olduğunu görmeyiz.
İnsanlar Boston'u eskisi gibi sık ziyaret etmiyor.
Tom Mary'nin bunu çok sık yaptığına inanmıyor.
Tom'a onun ve Mary'nin birlikte ne sıklıkla tenis oynadığını sordum.
insan kulağının duyamayacağı frekansta sesler çıkarıyorlar
- Buraya sık sık gelir misiniz?
- Buraya sık sık gelir misin?
Mary çoğunlukla uzun etek giyer.
Ve sık sık el yıkama, buna karşı en iyi savunmadır.
Düşük frekanslı gürlemelerle... ...ki bazısı o kadar düşüktür ki insanlar duyamaz...
Rüyalar genellikle gerçekleşmezler, değil mi? Gerçekleşselerdi iyi olmaz mıydı?
Tom, Boston'a sık sık gitmediğini söyledi.
Tom, sık sık işe geç geldiği için kovuldu.