Translation of "Solidão" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Solidão" in a sentence and their turkish translations:

- Às vezes eu também sinto solidão.
- Eu também sinto solidão, às vezes.

Ben de sık sık yalnızlık yaşarım.

Não podemos viver na solidão.

Tek başımıza yaşayamayız.

- Solidão é independência.
- Solitude é independência.

Yalnızlık bağımsızlıktır.

Mais de dez anos de solidão profunda.

derin bir yalnızlık içinde geçirmemiş olsaydım.

Não há nada pior que a solidão.

Yalnızlıktan daha kötü bir şey yok.

A solidão leva-me à ligação com outras pessoas.

Yalnızlık bizi diğer insanlarla iletişime geçmeye iter,

E a solidão do homem é contada neste filme

ve insanın yanlızlaşması anlatıldı bu filmde

Uma prisão significava grande solidão. E para nos mantermos vivos,

Hapiste olmak büyük bir yalnızlık çekmek demekti. Hayatta kalmak için

A pior solidão é não contar com uma sincera amizade.

En kötü yalnızlık, samimi bir dosttan mahrum olmaktır.

Não se deve confundir solidão com isolamento. São duas coisas separadas.

Yalnızlık ile izole edilmeyi birbirine karıştırmamak gerek. Bunlar iki farklı şey.

Tínhamos de pensar e repensar muito. Devemos muito àqueles anos de solidão.

bol bol düşünmek ve yeniden düşünmek zorundaydık. Yalnızlık içinde geçirdiğimiz o yıllara çok şey borçluyuz.

Muito do que vos digo hoje nasceu naquele tempo de solidão na prisão.

Şimdi sana söylediğim şeylerin çoğu o dönemde, hapishanedeki tecrit sırasında doğdu.

Música é vida interior, e quem tem vida interior jamais padecerá de solidão.

Müzik iç yaşamdır. İç yaşamı olan asla yalnızlık çekmeyecek.

Eu não tinha vontade de ir. Preferia ficar em casa, curtindo minha solidão.

Gitmek istemedim; evde kalıp yalnızlığın keyfini çıkarmayı tercih ettim.

"Cem Anos de Solidão" é considerada a obra mais importante da literatura espanhola desde "Don Quixote".

"Yüzyıllık Yalnızlık" İspanyol edebiyatının "Don Kişot"tan bu yana en önemli eseri sayılır.