Translation of "Pior" in Turkish

0.025 sec.

Examples of using "Pior" in a sentence and their turkish translations:

- Eu fiz pior.
- Fiz pior.

Daha kötü yaptım.

Era pior.

O daha kötüydü.

Fizemos pior.

Daha kötüsünü yaptık.

Foi pior.

Daha kötüydü.

- O pior já acabou.
- A pior parte já passou.
- O pior passou.

En kötüsü bitti.

- O seu é pior.
- A sua é pior.

Seninki daha kötü.

Temia o pior.

En kötüsünden korktum.

Poderia ser pior.

Daha kötü olabilirdi.

Foi pior hoje.

Bugün daha kötüydü.

- Eu serei o teu pior pesadelo.
- Eu serei o seu pior pesadelo.
- Serei o teu pior pesadelo.
- Serei o seu pior pesadelo.
- Eu vou ser o teu pior pesadelo.
- Eu vou ser o seu pior pesadelo.
- Vou ser o seu pior pesadelo.
- Vou ser o teu pior pesadelo.

En kötü kabusun ben olacağım.

Isso pode ficar pior?

Bu daha kötü olabilir mi?

Isto é muito pior.

Bu çok daha kötü.

Já estive muito pior.

Ben çok daha kötüydüm.

Este é o pior.

Bu en kötüsü.

O pior já passou.

En kötüsü zaten bitti.

- Eu aprendi isso da pior maneira.
- Aprendi isso da pior maneira.

Ben onu zor yoldan öğrendim.

Ou pior, os saques começarão?

Ya da çok daha kötüsü, yağmalar mı başlayacak?

Estamos preparados para o pior.

Biz en kötüsü için hazırız.

O pior está por vir.

Henüz en kötüsü gelmektir.

Essa é a pior parte.

O en kötü kısmı.

Estou preparado para o pior.

Ben en kötüsüne hazırım.

Temos que esperar pelo pior.

En kötüsünü beklemek zorundayız.

- Vai piorar.
- Vai ficar pior.

Bu daha kötü olacak.

Está pior do que antes?

Bu öncekinden daha kötü mü?

Eu descobri da pior maneira.

Zor yolu keşfettim.

Isso é pior que tudo.

Bu başka her şeyden daha kötü.

Prepare-se para o pior.

En kötüsü için hazırlanın.

Não poderia ter sido pior.

O daha kötü olamazdı.

Aprendi isso da pior maneira.

Ben yaşayarak öğrendim.

O Tom foi o pior.

Tom en kötüydü.

Poderia ter sido muito pior.

Bu çok daha kötü olabilirdi.

Está pior do que antes.

Bu daha öncekinden daha kötü.

Isto não pode ficar pior.

Daha kötü olamaz.

- Eu não sei o que é pior.
- Não sei o que é pior.

Ben neyin daha kötü olduğunu bilmiyorum.

- A situação fica cada dia pior.
- A situação está ficando pior dia após dia.
- A situação está ficando pior a cada dia.

- Durum her geçen gün kötüleşiyor.
- Durum gün be gün kötüleşiyor.

- Vamos pensar no pior que pode acontecer.
- Pensemos que o pior poderia ter acontecido.

Olabilecek en kötü şeyi düşünelim.

É até pior do que parece.

Göründüğünden daha da kötüdür.

Você está preparado para o pior?

En kötüsü için hazır mısın?

Nada é pior que a guerra.

Hiçbir şey savaştan daha kötü değildir.

Estou me preparando para o pior.

En kötüsü için hazırlanıyorum.

Nada pode ser pior que isso.

Hiçbir şey ondan daha kötü olamaz.

Está ficando ainda pior, eu sei.

Biliyorum, daha da kötüye gidiyor.

Você é pior do que eu.

Sen benden daha kötüsün.

Está ainda pior do que antes.

O daha önce olduğundan daha da kötü.

As coisas podem ficar ainda pior.

İşler daha da kötüleşebilir.

- Eu vi pior.
- Eu vi piores.

Daha kötüsünü gördüm.

O pior tumulto foi em Chicago.

En kötü isyan Şikago'da idi.

Precisamos nos preparar para o pior.

En kötüsü için hazır olmalıyız.

Posso apenas ver isso ficando pior.

Ben sadece kötüye gidiyor olduğunu görebiliyorum.

Fadil é o seu pior pesadelo.

Fadıl senin en kötü kabusundur.

O pior vírus é o capitalismo.

En kötü virüs kapitalizmdir.

- A situação é ainda pior do que pensávamos.
- A situação é pior do que imaginávamos.

Durum sandığımızdan daha kötü.

- Eu sou o meu próprio pior inimigo.
- Eu sou o pior inimigo de mim mesmo.

Ben kendimin en kötü düşmanıyım.

A situação foi de má a pior.

Durum gitgide daha da kötüleşti.

As coisas estão ficando cada vez pior.

- İşler gittikçe daha kötü bir hal alıyor.
- Meseleler gittikçe kötüleşiyor.

Este é o pior lugar do mundo.

Bu, dünyadaki en kötü yerdir.

Foi o pior dia da minha vida.

Yaşamımın en kötü günüydü.

Vamos pensar no pior que pode acontecer.

Olabilecek en kötü şeyi düşünelim.

Este foi o pior dia de todos.

Bu şimdiye kadar en kötü gündü!

Não há nada pior que a solidão.

Yalnızlıktan daha kötü bir şey yok.

Tom mora na pior parte da cidade.

Tom şehrin en kötü kısmında yaşıyor.

Eu tenho o pior emprego do mundo.

Dünyadaki en kötü işe sahibim.

Ela é sempre a pior da classe.

O her zaman sınıfın en kötüsüdür.

A situação é pior do que imaginávamos.

- Durum düşündüğümüzden daha kötüydü.
- Durum düşündüğümüzden daha kötü.

As pessoas começaram a temer o pior.

İnsanlar en kötüsünden korkmaya başladı.

Essa não é a pior das hipóteses.

Bu kötü senaryo değil.

A corrupção do melhor é a pior.

En iyi yolsuzluk, en kötüdür.

Este é o pior hotel da cidade.

Bu kasabadaki en kötü oteldir.

O pior do verão é o calor.

Yazla ilgili en kötü şey sıcaklık.

Você precisa se preparar para o pior.

En kötüsü için kendinizi hazırlamalısınız.

Este é o pior pesadelo de Fadil.

Bu, Fadıl'ın en kötü kabusu.

- Essa é a pior coisa que vocês podem fazer!
- Essa é a pior coisa que você pode fazer!

Yapabileceğiniz en kötü şey budur!

Espere o melhor; prepare-se para o pior.

En iyiyi umut et; en kötüye hazırlan.

Hoje eu me sinto ainda pior que ontem.

Bugün dün hissettiğimden daha kötü hissediyorum.

O Tomás foi o pior aluno da turma.

- Tom sınıfın en kötü öğrencisiydi.
- Tom sınıftaki en kötü öğrenciydi.

A ansiedade é o pior demônio da vida.

Anksiyete hayatta en kötü iblis.

"Está se sentindo melhor?" "Não, me sinto pior.''

"Daha iyi hissediyor musun?" "Hayır, daha kötü hissediyorum."

Shylock é guloso, e pior, muito pão-duro.

Shylock açgözlü, üstüne üstlük çok da pintidir.

Poderia ter sido pior. Você poderia ter morrido.

Daha kötü olabilirdi. Ölebilirdin.

A pior coisa do inverno é a neve.

Kış hakkındaki en kötü şey kardır.

Isso só vai fazer você se sentir pior.

Bu sadece seni daha kötü hissettirecek.

Espere pelo melhor, prepare-se para o pior.

En iyisini umut ediyorum, en kötüsüne hazırım.

Qual é a pior coisa que pode acontecer?

Olabilecek en kötü şey ne?

Quanto mais velhos ficamos, pior fica a nossa memória.

- Yaşlandıkça hafızamız zayıflar.
- Ne kadar yaşlanırsak, hafızamız o kadar kötüleşir.

Posso ser seu melhor amigo ou seu pior inimigo.

Ben senin en iyi arkadaşın ya da en kötü düşmanın olabilirim.

A situação financeira está ficando pior a cada semana.

Mali durum haftadan haftaya gittikçe kötüleşiyor.

O trabalho de Tom foi de mal a pior.

Tom'un işi gitgide daha kötü bir duruma geldi.

O pior cego é aquele que não quer ver.

Hiç kimse, görmek istemeyen kadar kör değildir.

Este é o pior filme que eu já vi.

- Bu şimdiye kadar izlediğim en kötü film.
- Bu şimdiye kadar seyrettiğim en kötü film.

Esse foi o pior filme que eu já vi.

Bu şimdiye kadar gördüğüm en kötü filmdi.

Este é o pior livro que eu já li.

Bu, okuduğum en kötü kitap.

Eu não desejaria isso nem a meu pior inimigo.

En kötü düşmanımda bunu istemezdim.

É preciso que ele se prepare para o pior.

Onun en kötü ihtimale karşı hazırlanması gerekiyor.

Qual foi o pior filme que você já viu?

Şimdiye kadar izlediğin en kötü film nedir?

Espere pelo melhor e se prepare para o pior.

En iyisini umut ediyorum ve en kötüsüne hazırım.