Translation of "Resto" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Resto" in a sentence and their turkish translations:

E o resto

ve geriye kalan

E o resto?

e geriye kalanlar ne oluyor?

Cuidaremos do resto.

Gerisini biz halledeceğiz.

Contarei o resto amanhã.

Gerisini sana yarın anlatacağım.

Deixe o resto comigo.

Gerisini bana bırak.

Eu farei o resto.

- Geri kalanını yapacağım.
- Geri kalanını ben yaparım.

Todo o resto está bem.

Geri kalan her şey iyi.

Cadê o resto dos arquivos?

Dosyaların geri kalanı nerede?

Escutemos o resto da história.

Hikayenin gerisini duyalım.

Te amarei pelo resto da vida.

Hayatımın geri kalanı boyunca seni seveceğim.

Gostaria de saber o resto da história.

Hikayenin gerisini bilmek istiyorum.

Eu quero ouvir o resto da estória.

Hikayenin geri kalanını dinlemek istiyorum.

Tom estará fora pelo resto do dia.

Tom günün geri kalan kısmında dışarıda olacak.

O resto território se rendeu de boa vontade,

Arazinin geri kalanı bana isteyerek teslim oldu

- Onde está o resto?
- Onde está o restante?

Gerisi nerede?

Lembre da sua humanidade e esqueça o resto.

İnsanlığını hatırla ve gerisini unut.

Vou guardar o resto no bolso. Que grande achado!

Tamam, kalanını cebimde tutacağım. Muhteşem bir keşif!

O resto da pessoa nunca se livrou de problemas

Geri kalan kişinin ise başı beladan hiç kurtulmadı

Se você fizer isso, lamentará pelo resto da vida.

Bunu yaparsan, hayatının sonuna kadar pişman olacaksın.

Tom quer passar o resto da vida com Mary.

Tom hayatının geri kalanını Tom'la geçirmek istiyor.

Bebi algum leite e guardei o resto no frigorífico.

Sütün birazını içtim ve geriye kalanını dolapta tuttum.

Tom passou o resto da noite pensando na Mary.

Tom gecenin geri kalanını Mary'yi düşünerek geçirdi.

Você pretende ficar solteiro pelo resto de sua vida?

Hayatının geri kalanında bekar kalmayı mı planlıyorsun?

O resto veio de estados aliados em toda a Europa.

Geri kalanı Avrupa'daki müttefik devletlerden geldi.

Eu tenho tentado imaginar o resto de minha vida contigo.

Seninle hayatımın geri kalanını hayal etmeye çalışıyorum.

Eu quero passar o resto da minha vida com você.

Hayatımın geri kalanını seninle birlikte geçirmek istiyorum.

Gostaria de passar o resto da minha vida com você.

Hayatımın kalanını seninle geçirmek istiyorum.

Você quer passar o resto da sua vida na prisão?

Hayatının geri kalanını hapiste mi geçirmek istiyorsun?

- Tom comeu parte do presunto, e então colocou o resto no refrigerador.
- Tom comeu parte do presunto, e então colocou o resto na geladeira.

Tom jambonun bir kısmını yedi, ve sonra geriye kalanını buzdolabına koydu.

- Onde está o restante do dinheiro?
- Cadê o resto do dinheiro?

Paranın geri kalanı nerede?

Tom e Mary queriam passar o resto da vida deles juntos.

Tom ve Mary yaşamlarının geri kalanını birlikte geçirmek istediler.

A igreja ainda está de pé. Todo o resto foi destruído.

Kilise hala ayakta duruyor. Her şey tahrip edildi.

Crianças tímidas nunca riem até que todo o resto o faça.

Utangaç çocuklar herkes gülene kadar asla gülmezler.

Você vai se lembrar disso para o resto da sua vida.

Hayatınızın geri kalanı için bunu hatırlayacaksın.

Eu não quero passar o resto da minha vida lamentando por isso.

Hayatımın geri kalanını pişman olarak geçirmek istemiyorum.

O que o resto de nós tem que fazer para te convencer?

Geri kalanımız seni ikna etmek için ne yapmak zorunda?

Faça a coisa certa. Isso irá gratificar algumas pessoas e surpreender o resto.

Doğru şeyi yap. Bu bazı insanları sevindirecek ve geriye kalanını şaşırtacak.

O resto do caminho vai estar cheio de obstáculos desafiantes e exigirá decisões difíceis.

ilerideki güzergâh da zor kararlar almayı gerektiren engellerle dolu olacak demektir.

Ainda não conheci alguém com quem eu desejaria passar o resto da minha vida.

Hayatımın geriye kalan kısmını birlikte geçirmek istediğim herhangi biriyle henüz tanışmadım.

O que você passa fazendo durante sua infância afeta o resto de sua vida.

Çocukluğunda ne yaparak harcadığın zaman hayatının geriye kalanını etkiler.

Meu interesse é no futuro porque é lá que eu vou passar o resto da minha vida.

Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

Consegui entender as primeiras frases, mas para mim o resto do discurso dele foi como se estivesse falando grego.

İlk birkaç cümleyi anlayabildim ama onun konuşmasının gerisine Fransız kaldım.

Se a faxina de primavera durar a primavera inteira e parte do verão, é porque você fez algo de errado no resto do ano.

Bahar temizliğini tamamlamak senin bütün baharını ve yazın bir kısmını alıyorsa, yılın geri kalanında yanlış bir şey yaptın.

Eu quero saber como Deus criou este mundo. Não estou interessado neste ou naquele fenômeno, no espectro deste ou daquele elemento. Quero conhecer Seus pensamentos, o resto são detalhes.

Tanrının bu dünyayı nasıl yarattığını bilmek istiyorum. Bu veya şu elementin spektrumuyla, bu veya şu fenomenle ilgilendiğim yok. Onun düşündüklerini bilmek istiyorum, gerisi detay.