Translation of "Deixe" in Turkish

0.111 sec.

Examples of using "Deixe" in a sentence and their turkish translations:

- Deixe-nos.
- Nos deixe.

Bizi bırak.

- Deixe-o sozinho.
- Deixe-o só.

Onu yalnız bırakın.

- Deixe-nos sozinhos.
- Deixe-nos sozinhas.

Bizi yalnız bırak.

- Deixe-a sozinha.
- Deixe-a só.

Onu yalnız bırakın.

- Me deixe.
- Deixe-me.
- Me deixa.

Bırak beni.

- Deixe-me tentar.
- Deixe-me experimentar.

Denememe izin ver.

Deixe fechado.

Onu kapalı bırakın.

- Deixe-me sozinho.
- Deixe-me em paz.

- Beni yalnız bırak.
- Beni rahat bırak.

- Deixe-me ajudá-la.
- Deixe-me te ajudar.
- Deixe-me ajudá-lo.

Sana yardım edeyim.

- Deixe ela ser bonita e deixe eu esquecer dela.
- Deixe-a ser bonita e deixe-me esquecê-la.

Onun güzel olmasına izin ver ve ben onu unutayım.

- Deixe-os ir embora.
- Deixe-as ir para casa.
- Deixe-as ir embora.

Onların eve gitmesine izin ver.

- Deixe-me vê-la.
- Deixe-me vê-lo.

Ona bir bakayım.

- Deixe-me levá-lo.
- Deixe-me levá-la.

Onu taşımama izin verin.

- Deixe-me colocar água.
- Deixe-me adicionar água.

Su ilave edeyim.

- Me deixe ir primeiro.
- Deixe-me ir primeiro.

Önce ben gideyim.

- Deixe-me lhe mostrar.
- Deixe-me te mostrar.

Sana göstereyim.

- Deixe de ser intrometido.
- Deixe de ser intrometida.

Meraklı olmayı bırak.

- Deixe-me ajudá-la.
- Deixe-me te ajudar.

Sana yardım edeyim.

- Deixe o Tom responder.
- Deixe o Tom atender.

Tom'un cevap vermesine izin ver.

- Não os deixe aqui.
- Não deixe eles aqui.

Onları buraya bırakma.

- Deixe a sua casa.
- Deixe a tua casa.

Evini terk et.

Deixe-me adicionar

ekleyeyim de

Deixe-me tentar.

Bırak deneyeyim.

Deixe-me entrar.

İçeri girmeme izin ver.

Deixe que entrem.

Onlar içeri gelsinler.

Não deixe evidências.

Kanıt bırakmayın.

Deixe-me terminar.

- Bitirmeme izin ver.
- Bitireyim.

Deixe-me falar.

- Konuşmama izin verin.
- Konuşayım.

Deixe-me ajudar.

Yardım edeyim.

Deixe o Tom.

Tom'u bırak.

Deixe-nos entrar.

İçeri girmemize izin ver.

Deixe tudo comigo.

Her şeyi bana bırak.

Deixe aqueles aqui.

Onları burada bırak.

Deixe Tom comigo.

Tom'u benimle bırak.

Deixe me concentrar.

Konsantre olayım.

Deixe-o entrar.

İçeri girsin.

Não nos deixe.

Bizi bırakmayın.

Deixe-nos sozinhas.

Bizi yalnız bırak.

Deixe-nos sozinhos.

Bizi yalnız bırak.

Deixe Tom terminar.

Tom'un bitimesine izin ver.

Deixe Tom descansar.

Tom'un dinlenmesine izin ver.

Deixe Tom falar.

- Tom'un konuşmasına izin ver.
- Tom konuşsun.

Deixe-o aqui.

Onu burada bırakın.

Deixe-me praticar.

Uygulama yapmama izin verin.

Agora me deixe.

Şimdi beni bırak.

Agora nos deixe.

Şimdi bizi bırak.

Nunca me deixe!.

Beni hiç terk etme.

Deixe-o tentar.

Onu denemesine izin verin.

Deixe-me pensar.

Bu konuda düşünmeme izin ver.

Deixe-nos devanear!

Hayal kurmamıza izin ver!

Deixe-me nadar.

Yüzmeme izin ver.

Deixe-me cantar.

Şarkı söyleyeyim.

- Por favor, deixe-me falar!
- Deixe-me falar, por favor.

Lütfen, konuşayım!

- Só me deixe ajudá-lo.
- Só me deixe ajudá-la.

- Sadece sana yardım edeyim.
- Sana yardım etmeme izin ver.

- Deixe eu ser mais específico.
- Deixe-me ser mais específico.

Daha spesifik olayım.

- Deixe-o ir para casa.
- Deixe ele ir para casa.

- Onun eve gitmesine izin ver.
- O eve gitsin.

- Não os deixe saberem disso.
- Não deixe que saibam disso.

Onu bilmelerine izin vermeyin.

- Não deixe esse cachorro escapar.
- Não deixe aquele cachorro escapar.

O köpeğin gitmesine izin vermeyin.

- Agora, por favor, vá embora... deixe-me sozinho!
- Agora, por favor, vá embora... deixe-me sozinha!
- Agora, por favor, deixe... deixe-me em paz!

Şimdi, lütfen, ayrıl ... beni yalnız bırak!

Deixe-me dividir agora.

bölünmeleyim artık yahu.

Deixe esse assunto comigo.

Meseleyi bana bırak.

Deixe o taxímetro ligado.

Sayacı çalışırken bırak.

Deixe-me ir embora!

- Gitmeme izin ver.
- Bırak gideyim.

Não me deixe aqui.

Beni burada bırakma.

Deixe um pouco maior.

Sesini biraz açın.

Não os deixe sozinhos.

Onları yalnız bırakmayın.

Deixe-me anotar isso.

- Onu yazayım.
- Onu yazmama izin ver.

Não deixe ninguém escapar.

Kimse kaçmasın.

Deixe a luz acesa!

Işıkları açık bırak.

Deixe-me ajudar Tom.

- Tom'a yardım edeyim.
- Tom'a yardım etmeme izin ver.

Deixe que eu dirijo.

Sürme işini bana bırak.

Deixe-me carregar isso.

Onu taşıyayım.

Deixe-me levar esses.

Onları alayım.

Deixe o resto comigo.

Gerisini bana bırak.

Aqui, deixe-me tentar.

Burada, deneyeyim.

Deixe as janelas abertas.

Pencereleri açık tutun.

Deixe Tom ficar aqui.

Tom'un burada kalmasına izin ver.

Não deixe nenhum vestígio.

İz bırakma.

Deixe a porta aberta.

Kapıyı açık bırak.

Deixe Tom ajudá-lo.

Tom'un sana yardım etmesine izin ver.

Deixe-me fazer isso.

Onu yapmama izin ver.

Nunca me deixe ir.

Gitmeme izin verme.

Deixe a porta fechada.

Kapıyı kapalı tut.

Não me deixe sozinho.

Beni yalnız bırakma.

Não deixe Tom nadar.

Tom'un yüzmesine izin verme.

Deixe de ser idiota.

Aptal olmayı kes.

Deixe-o ao alcance.

Onu ulaşılabilir yere koy.

Deixe esta janela fechada.

Bu pencereyi kapalı tut.

Deixe-o em paz.

Onu rahat bırakın.

Deixe isto comigo, Tom.

Bunu bana bırak, Tom.

Deixe-o ir, Tom.

Gitmesine izin ver, Tom.