Examples of using "Pular" in a sentence and their turkish translations:
Zıplayabilirim.
Onu atladığını gördüm.
Git göle atla.
O yüksek sıçrayabilir.
Adamın atladığını gördüm.
Öğle yemeğini atlayalım.
- Ne kadar yükseğe sıçrayabilirsin?
- Siz ne kadar yükseğe sıçrayabilirsiniz?
O kadar yükseğe nasıl zıplayabilirim?
Atlamana izin vermeyeceğim.
Kızım ip atlamayı sever.
Suya atlayalım.
Tom'un duvara tırmanmasına yardım ettim.
Ne kadar yükseğe sıçrayabilirsin?
Ne kadar uzağa atlayabileceğini görmeye çalış.
Yatağa atlamaktan vazgeç.
Hareket eden bir trenden atlamak tehlikelidir.
Hareket eden bir trene atlamak tehlikelidir.
Tom çocuklarına yatağın üstüne atlamaktan vazgeçmelerini söyledi.
Kız çatıdan aşağıya atlamaya korkuyordu.
Eğer bir diyetteysen kahvaltıyı atlamanın sana yardım etmeyeceğini unutma.