Translation of "Altura" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Altura" in a sentence and their turkish translations:

- Qual a sua altura?
- Que altura você tem?
- Que altura tens?
- Quanto você mede?

- Ne kadar uzunsun?
- Boyun ne kadar?

altura 146.7 metros

yüksekliği 146.7 metre

- Vamos medir a sua altura.
- Meçamos a sua altura.

Senin ne kadar uzun olduğunu ölçelim.

É altura de decidir!

Karar zamanı!

É altura de descansar.

Biraz dinlenme zamanı.

Naquela altura, os prisioneiros...

O dönemde tutuklular...

Naquela altura, usávamos normalmente

O günlerde genellikle

6 metros de altura

yüksekliği ise 6 metre

Tenho medo de altura.

Yüksekten korkarım.

- Nós temos quase a mesma altura.
- Temos quase a mesma altura.

Neredeyse aynı boydayız.

- Qual é a altura daquela torre?
- Qual é a altura dessa torre?

O kulenin yüksekliği nedir?

É altura de avançar! Certo.

Şimdi bunu yapma zamanı! Tamam.

É altura do peixe. Boa!

Balık zamanı! Evet.

Na altura, tínhamos documentos que...

O günlerde belgelerin kalitesi

Tem 3 cm de altura!

3 cm boyunda olduğunu!

- Quão alto?
- De que altura?

O ne kadar yükseklikte?

É altura de ir agora.

Şimdi gitme zamanı.

- O prédio tem cem metros de altura.
- O edifício tem cem metros de altura.

Bina yüz metre yüksekliğindedir.

E esteve à altura do desafio.

ve siz de bu mücadelenin hakkını kesinlikle verdiniz.

Na altura, era o segundo aniversário

O sırada Che Guevara'nın ölümünün

Detecta automaticamente a altura do solo

Yerle yüksekliğini otomatik olarak algılayıp

A uma altura que lhe convenha.

Na altura, só conseguia pensar nele.

O zamanlar tek yaptığım şey onu düşünmekti.

Nesta altura, tudo parecia... DIA 304

O noktada, ormandaki her şey... 304. GÜN

Eu não estou à altura dela.

- O benim klasımın dışında.
- O benim klasıma uymuyor.

Qual a sua altura e peso?

Boy ve ağırlığın nedir?

Nessa altura, ninguém vivia na ilha.

O sıralarda adada hiç kimse yaşamadı.

Qual é a altura dessa montanha?

Bu dağın yüksekliği nedir?

Ele tem cinco pés de altura.

O beş fit boyunda.

A altura da cadeira é ajustável.

Sandalyenin yüksekliği ayarlanabilir.

A certa altura, até tentaram raptar-me.

Hatta bir defasında kaçırmaya bile kalkıştılar.

Mas, agora, é altura... ... de sairmos daqui.

Ama şimdi vakit... ...buradan çıkma vakti.

... está na altura de tomar a cidade.

...şehre akma vakti geldi.

É altura de apoiarmos o nosso peso.

Ağırlığınızı ona bıraktığınız an.

Mas se move até metros de altura

fakat metrelerce yüksekliğe taşınıyor

Era do tamanho certo, na altura certa.

Geçen zamana göre uygun boyuttaydı.

Tom tem a mesma altura de Jack.

Tom Jack kadar uzundur.

Tom é da mesma altura de Jim.

Tom Jim kadar uzundur.

Qual é a altura do Monte Fuji?

Fuji Dağı'nın yüksekliği nedir?

Qual é a altura de seu irmão?

Erkek kardeşinin boyu ne kadar?

Eu quero saber a altura de Tom.

Tom'un ne kadar uzun boylu olduğunu bilmek istiyorum.

Você não tem medo de altura, tem?

Yükseklikten korkmuyorsun, değil mi?

Tom e Jim são da mesma altura.

Tom ve Jim aynı boydalar.

Qual é a altura do Monte Evereste?

Everest Dağının yüksekliği ne kadar?

A torre tem quinze metros de altura.

Kule on beş metre yüksekliğinde.

Tom e Maria têm a mesma altura.

Tom ve Mary aynı boydalar.

George é da altura do pai dele.

George babası kadar uzun boylu.

Eu sou da mesma altura que você.

Ben sizin kadar uzun boyluyum.

Tom e eu somos da mesma altura.

Tom ve ben aynı boydayız.

Tom disse que tinha medo de altura.

Tom yükseklik korkusu olduğunu söyledi.

- ''Para ser honesto, eu tenho medo de altura.'' ''Covarde!''
- "Vou ser franco. Eu tenho medo de altura." "Covarde!"

"Dürüst olmak gerekirse, yüksekten korkuyorum." "Korkak!"

Para fugirmos à altura mais quente do dia.

Böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz.

A altura deste edifício seria de 1800 metros

bu yapının yüksekliği 1800 metre olacaktı

Na altura, não sabia que testemunhara algo extraordinário.

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

Mas, nessa altura, estava a cometer muitos erros.

Ama o noktada bir sürü hata yapıyordum.

Ela tem o cabelo na altura dos ombros.

Saçları omuz hizasında.

Eu e ele somos quase da mesma altura.

O ve ben neredeyse aynı boydayız.

O Monte Branco mede 4807 metros de altura.

- Mont Blanc Dağı'nın yüksekliği 4807 metreye ulaşmaktadır.
- Mont Blanc'ın yüksekliği 4807 metreye ulaşmaktadır.

Fadil era mais experiente que Rami na altura.

Fadıl o sırada Rami'den daha tecrübeliydi.

- Eu tenho cinco pés e duas polegadas de altura.
- Eu tenho um metro e cinquenta e sete de altura.

- Ben beş fit, iki inç boyundayım.
- 1.58 boyundayım.

Nesta altura do ano, a fêmea depende do salmão.

Yılın bu zamanı... ...somonla beslenir.

Talvez seja altura de sacrificar as minhas cuecas. Certo.

Belki iç çamaşırınızı feda etmeniz gerekebilir. Pekâlâ.

A uma altura que os navios não podem exceder

gemilerin aşamayacağı yükseklikte

Pedra com 6 metros de altura e 60 toneladas

6 metre yüksekliğinde 60 ton ağırlığındaki taşı

Os pinheiros podem alcançar até trinta metros de altura.

Çam ağaçları otuz metre yüksekliğe kadar büyüyebilirler.

- Você tem medo de altura?
- Tens medo de alturas?

Yüksekten korkar mısın?

Tom saltou a grande altura e pegou a bola.

Tom yükseğe sıçradı ve topu yakaladı.

Qual é a sua altura e quanto você pesa?

Boyunuz ne kadar, ve kilonuz ne kadar?

E a neve pode ter até 12 metros de altura.

ve pudra gibi karların derinliği 12 metreyi bulabiliyor.

Nesta altura do ano, alimentam-se de agulhas de pinheiro.

Yılın bu zamanında genelde çam iğnesiyle beslenirler.

Mas, nesta altura do ano, têm de enfrentar a noite.

Ama yılın bu vakti... ...geceyle yüzleşmek zorundalar.

Ele nunca estará à altura das esperanças de seus pais.

O, asla ebeveynlerinin beklentilerine uyarak yaşamayacaktır.

Você poderia por favor me dizer sua altura e peso?

Lütfen bana boyunu ve ağırlığını söyler misin?

Ela é mais ou menos da mesma altura que você.

O, yaklaşık olarak seninle aynı boydadır.

Nenhuma montanha no mundo atinge a altura do Monte Everest.

Dünyada Everest dağı kadar yüksek başka bir dağ yoktur.

Você não é o único que tem medo de altura.

Yükseklikten korkan tek kişi sen değilsin.

- Quão alto é aquele imóvel?
- Qual a altura daquele prédio?

O binanın yüksekliği nedir?

Naquela altura, o meu maior desgosto foi que ninguém disse nada.

O zaman kalbimi en çok kıran şey hiç kimsenin tek kelime etmemesi oldu.

É nesta altura que muitos seres pequenos se sentem mais seguros.

Pek çok ufak yaratık en güvenli buldukları bu zamanda ortaya çıkar.

A noite é a altura mais segura para fazer o ninho.

Gece, yumurta bırakmak için en güvenli zaman.

Com dois metros à altura da espádua... ... poucos obstáculos os detêm.

Omuza kadar boyları iki metre olduğundan... ...pek engel tanımazlar.

A soma de 4 superfícies é igual ao quadrado da altura

4 yüzeyin toplamı yüksekliğin karesine eşit

- A que altura você consegue pular?
- Quão alto você consegue pular?

- Ne kadar yükseğe sıçrayabilirsin?
- Siz ne kadar yükseğe sıçrayabilirsiniz?

Eu tenho um metro e oitenta e três centímetros de altura.

Ben altı fit boyundayım.

Tom tem o cabelo na altura do ombro pintado de vermelho.

Tom'un omuz hizasında kırmızıya boyanmış saçları var.

Tom tem quase um metro e oitenta e dois de altura.

Tom yaklaşık altı fit boyunda.

- Você é tão alto quanto eu.
- Você é da minha altura.

Sen benim kadar uzunsun.

Para fugirmos à altura mais quente do dia. Já está a aquecer

böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz. Hava şimdiden ısınıyor

Naquela altura, isto era um foco, uma vez que não havia telemóveis.

O sırada burası merkezî bir noktaydı çünkü cep telefonu diye bir şey yoktu.

É altura de tirar as cuecas com a minha amiga, a faca.

İç çamaşırını güvenilir bir bıçakla kesip çıkarma zamanı.

A altura da massa da geleira na Antártica é de 79 metros

antartika'daki buzul kütlenin yüksekliği 79 metre

Tenho bastante certeza de que a torre tem 330 metros de altura.

O kulenin 330 metre uzunluğunda olduğundan çok eminim.

"Para ser honesto, estou com medo de altura". "Você é um covarde!"

Gerçeği söylemek gerekirse. Ben yükseklikten korkuyorum," " Sen bir korkaksın!"

A partir de certa altura tudo se tornou um pouco mais difícil.

Belli bir noktadan sonra her şey biraz daha zor oldu.

O Tom e a Mary tem mais ao menos a mesma altura.

Tom ve Mary yaklaşık aynı boydalar.

- A altura média das garotas na classe é acima de 1,55 m.
- A altura média das garotas na classe é acima de um metro e cinquenta e cinco.

Sınıftaki kızların ortalama boyu 155 santimetreden fazladır.

Se já houve altura para dizer: "Não tentem isto em casa", é agora.

"Evde denemeyin" denecek bir an varsa o an bu andır.

Agora, é altura de voltar a enfrentar este terreno frio, molhado e perigoso.

Şimdi soğuk, ıslak ve tehlikeli araziye geri dönme zamanım geldi.