Examples of using "Princípio" in a sentence and their turkish translations:
İlk olarak, onlar ona inanmadılar.
İlk başta bundan nefret ettim.
İlk zamanlar şüpheciydim.
Biz onu başından beri biliyorduk.
İlk önce kimse bana inanmıyordu.
O, başlangıçta Tanrı’yla birlikteydi.
O, onu hemen sevdi.
En başta gitar çalamıyordum.
O, konunun prensibini anlamıyor.
Başlangıçta düşündüğüm şey bu.
- Allah önce yeri ve göğü yarattı.
- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.
Bana başından sonuna kadar bir hikaye anlat.
- Başlangıçta, yanlışlıkla seni erkek kardeşine benzettim.
- Başlangıçta seni erkek kardeşinle karıştırdım.
- Başlangıçta seni erkek kardeşine benzettim.
- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.
Önceleri onu sevmezdim fakat şimdi seviyorum.
Başkaları hakkında kötü konuşmamayı kendisine prensip olarak benimsemektedir.
İlk başta onu sevmedim ama şimdi seviyorum.
Tom tüm Kutsal Kitabı başından sonuna kadar okudu.
insanlık suçu bu, ilk aşamada kan dökülmüyor.
Başta ona inanmadım.
O, ilk olarak ondan hoşlanmadı.
Bu kasım başı gibi Türkiye'de olmayı umuyorum.
İlk başta, Tom'un kızgın olduğunu düşündüm, ama sonra sadece endişeli olduğunu anladım.
Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.
"Nasıl buldun dostum?" dedi Tom gülümseyerek, "vezirimle seni mat etmemi?" Maria önce şok oldu, bu gözünden kaçmazdı. Kısa bir süre sonra gülümseyip "Peki atımla vezirini almama ne dersin?" diye yanıtladı ve atıyla hamlesini yapıp veziri tahtadan attı.