Translation of "Olhava" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Olhava" in a sentence and their turkish translations:

A multidão olhava assustada.

Kalabalık sarsılmış görünüyordu.

Ela olhava fixamente as unhas.

O, tırnaklarına baktı.

Tom andava lentamente enquanto olhava para baixo.

Tom baş aşağı yavaş yavaş yürüyordu.

Todo o mundo olhava para a gente.

Herkes bize baktı.

- Ele olhava o céu.
- Ele estava contemplando o céu.

O, gökyüzüne bakıyordu.

Via um movimento, tinha medo e depois olhava: "É ele."

Büyük bir hareket görüp biraz korkuyor, sonra bakıp "Oymuş." diyordu.

- Ela me olhou nos olhos.
- Ela me olhava nos olhos.

O, gözüme baktı.

- Ele olhou para o relógio dele.
- Ele olhava para o relógio dele.

O saatine baktı.

Na minha infância eu vinha aqui frequentemente, olhava o entorno e pensava.

Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.

- Tom olhava para o seu reflexo na água.
- Tom olhou para o seu reflexo na água.

Tom sudaki yansımasına baktı.