Translation of "Gente" in Turkish

0.057 sec.

Examples of using "Gente" in a sentence and their turkish translations:

Muita gente,

Birçok insan.

- Ela é gente boa.
- Ela é gente fina.

O güzel.

Quanto mais gente infectada, mais gente era infectada,

virüs bulaşan insan sayısı arttıkça virüs kapan insan sayısı arttı

Conheço essa gente.

O insanları tanıyorum.

Conheci gente simpática.

Sempatik insanlarla tanıştım.

Havia gente demais.

Birçok insan vardı.

Toda a gente nos respeita. Toda a gente nos respeita.

Herkes sana saygı duyar. Herkes seni sayar.

Odeio toda a gente e toda a gente me odeia.

Herkesten nefret ediyorum, herkes de benden.

- Venha com a gente.
- Venha conosco.
- Vem com a gente!

Bizimle birlikte gel.

- Tinha muito gente no quarto.
- Havia muita gente no quarto.

Odada bir sürü insan vardı.

- Quem não concorda com a gente?
- Quem discorda da gente?

Kim bize katılmıyor?

- Havia gente demais no concerto.
- Tinha gente demais no concerto.

Konserde çok fazla kişi vardı.

Este cachorro parece gente.

Bu köpek neredeyse bir insan.

Gente, vocês são incríveis.

Siz insanlar şaşırtıcısınız.

A gente vai comer?

Yemek yiyecek miyiz?

Ligue para a gente.

Bizi ara.

Há muita gente aqui.

Burada epey insan var.

Abram os olhos, gente!

Gözlerinizi açın, millet!

Vem com a gente.

Bizimle gel.

Isto surpreendeu muita gente.

Bu birçok kişiyi şaşırttı.

A gente aprende escrevendo.

Biz yazarak öğreniriz.

Nova gente, novas leis.

Yeni insanlar, yeni yasalar.

Vem com a gente?

Bizimle geliyor musun?

Comer gente é errado?

İnsanları yemek yanlış mıdır?

- Eu odeio quando tem muita gente.
- Eu detesto quando há muita gente.
- Eu não suporto quando há muita gente.

- Bir sürü insan varsa, bundan nefret ediyorum.
- Çok fazla insan olmasından nefret ediyorum.

Isto vai ajudar muita gente.

Bu birçok kişiye yardımcı olacak.

Foi muito legal pra gente

çok güzeldi bizim için

Tem muita gente com fez

başı fesli bir sürü insanlar var

Havia muita gente na plataforma.

Platformda birçok iyi kişi vardı.

Ouvi isso de muita gente.

Ben onu birçok insandan duydum.

Mal havia gente na sala.

Odada hiç kimse yoktu.

Quer que a gente espere?

Beklememizi ister misin?

Isso vale para muita gente.

Bu, birçok kişi için geçerlidir.

Na cidade tem muita gente.

Şehirde bir sürü insan var.

Eles estão ganhando da gente.

Onlar bize yaklaşıyorlar.

Quem vem com a gente?

Kim bizimle geliyor?

Nós somos gente, não deuses.

Biz tanrılar değiliz, insanlarız.

Esse é para a gente.

Bu bizim için.

Havia muita gente no concerto.

Konserde bir sürü kişi vardı.

Tem gente que não aprende.

Bazı insanlar asla öğrenmezler.

É maior que a gente.

Bu bizden daha büyük.

Eu enganei toda a gente.

Ben herkesi kandırdım.

No mundo há boa gente.

Dünyada iyi insan yok.

Tinha muita gente na rua.

Sokakta çok insan vardı.

Gente, pode desacelerar um pouco?

Beyler biraz yavaşlar mısınız?

- Muita gente pensa que eu estou louco.
- Muita gente acha que eu estou louco.

Birçok kişi deli olduğumu düşünür.

- A gente precisa ganhar.
- Nós precisamos ganhar.
- A gente precisa vencer.
- Nós precisamos vencer.

- Kazanmalıyız.
- Kazanmamız gerekiyor.

- Nós precisamos deles.
- Nós precisamos delas.
- A gente precisa deles.
- A gente precisa delas.

Bizim onlara ihtiyacımız var.

- Nos deixe ficar aqui.
- Deixa a gente ficar aqui.
- Deixe a gente ficar aqui.

- Burada kalalım.
- Burada kalmamıza izin ver.

- Preciso de gente com quem possa contar.
- Preciso de gente em quem possa confiar.

Güvenebileceğim insanlara ihtiyacım var.

Conheço muita gente que não aguentou.

Birçok kişiyi yendiğini bilirim.

Minha avó estava cercada de gente,

etrafı insanlarla çevrilmişti.

Ouvíamo-los trazer gente da Argentina

Arjantin'den Rocha'ya birilerini

Muita gente fica presa nesse tópico

Bir çok insan bu konuya çok takılmış

A gente faz o que pode.

Elimizden geleni yaparız.

A sala está cheia de gente.

Oda insanlarla dolu.

O cinema estava cheio de gente.

Sinema insanlarla doluydu.

Está repleto de gente lá dentro.

Orası tamamen kalabalık.

Você pode vir com a gente.

Gelebilirsin.

Muita gente assistiu ao seu funeral.

Birçok kişi onun cenaze törenine katıldı.

A gente comeu sopa de tartaruga.

Biz biraz kaplumbağa çorbası yedik.

- Vem mais gente?
- Vem mais alguém?

Daha insan geliyor mu?

Tom, vai comer com a gente?

Tom, bizimle yiyor musun?

O parque estava cheio de gente.

Park insanlarla doluydu.

A gente deve mudar a bandeira?

Bayrağı değiştirmeli miyiz?

Talvez a gente veja uns golfinhos.

Belki bazı yunuslar göreceğiz.

Conheço gente nova todos os dias.

Her gün yeni insanlarla tanışıyorum.

Tom está com raiva da gente.

Tom bize kızıyor.

Bom, o que a gente faz?

Güzel, ne yapmalıyız?

Isso aconteceu com a gente antes.

Bu daha önce hepimize oldu.

A sala estava cheia de gente.

Oda insanlarla doluydu.

Que tal caminhar com a gente?

Bizimle birlikte bir yürüyüşe ne dersin?

Há muita gente inocente na cadeia.

Hapiste pek çok masum erkek vardır.

A gente fez amizade com Tom.

Biz Tom'la arkadaş olduk.

- Converse com a gente.
- Fale conosco.

Bizimle konuş.

- Jante conosco.
- Jante com a gente.

Bizimle akşam yemeği yiyin.

- Chegamos tarde.
- A gente chegou tarde.

Geç kaldık.

A gente não trabalha para Tom.

Tom için çalışmayız.

É melhor a gente se mexer.

Acele etsek iyi olur.

A gente tem tempo de sobra.

Ayıracak zamanımız var.

Tom conhece um monte de gente.

Tom birçok insan tanır.

Você pode fazer isso pela gente?

Bunu bizim için yapabilir misin?

Tom raramente escreve para a gente.

Tom nadiren bize yazıyor.

- Talvez a gente não vá ter de esperar.
- Talvez a gente não tenha de esperar.

Belki beklemek zorunda kalmayız.

- A maioria deles foi gentil com a gente.
- A maioria delas foi gentil com a gente.

Onların çoğu bize karşı naziktiler.

- Nós tentamos de tudo.
- Nós tentamos tudo.
- A gente tentou de tudo.
- A gente tentou tudo.

Biz her şeyi denedik.

- Nós conhecemos ele.
- Conhecemos ele.
- A gente o conhece.
- A gente conhece ele.
- Nós o conhecemos.

Biz onu tanırız.

- De vez em quando o Tom escreve para a gente.
- Tom raramente escreve para a gente.

Tom nadiren bize yazıyor.

Isto vai ajudar muita gente. Bom trabalho.

Bu birçok kişiye yardımcı olacak. İyi işti.

Daqui a pouco a gente se fala.

Bir süre içinde konuşacağız.

- Nós queremos ir.
- A gente quer ir.

Gitmek istiyoruz.