Examples of using "Fantasma" in a sentence and their turkish translations:
Tom bir hayalet gördü.
Sen bir hayalet misin?
Bir hayalet gördüm.
Hayalet aniden kayboldu.
- O, hayalet yazar olarak çalışıyor.
- O, başkası adına yazı yazıyor.
Ben az önce bir hayalet gördüm.
Bir hayalet görmedim.
- Hiç hayalet gördün mü?
- Hiç hayalet gördünüz mü?
Senin bir hayalet olduğunu sandım.
O, korkutucu hayaletlere inanmaz.
Bir hayalet bana bakıyor.
Hayalet görmüş gibi gözüküyorsun.
Aynada bir hayalet var.
Hayaletlerden korkmuyorsun, değil mi?
Hayalet onu rüyalarında ziyaret eder.
Gerçekten evimde bir hayalet var.
- Hayalet olduğuna emin misin?
- Onun bir hayalet olduğuna emin misin?
Tom hayaletlerden korkmadığını söylüyor.
O, hayalet görünce şaşırdı.
Mary hayalet görebilen tek kişiydi.
O, sanki bir hayalet görmüş gibi donakaldı.
Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor.
Hayalet yavaş yavaş, ciddi, sessizce yaklaştı.
Lütfen bana bir hayalet hikayesi anlat.
Hayalet görmüş gibi görünüyordun.
Hayalet daha sık görünmeye başladı.
Oğlan bir hayalet gördüğünde korkudan düştü.
Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
John, karanlık bir odada bir hayaletin varlığını hissetti.
Onun kızı bir hayalet gördüğünden beri aynı değil.
John geri döndüğünde sanki bir hayalet görmüş gibi solgun görünüyordu.