Examples of using "Fosse" in a sentence and their turkish translations:
Kanadalı olduğunuzu varsaydım.
Keşke o doğru olsa!
Keşke o doğru olsa.
Tom'un farklı olduğunu düşünmüştüm.
Senin Kanadalı olduğunu düşündüm.
Komik olduğunu düşündüm.
Ağlayacağınızı düşündüm.
Tom'un güzel olduğunu düşündüm.
Tom bunun bir sürpriz olmasını istedi.
Keşke bir ejderha olsaydım.
- Yerinde olsam onu yapmam.
- Yerinde olsam, yapmam.
- Yerinde olsam, öyle yapmam.
- Senin yerinde olsam, onu yapmazdım.
Belki de hiçbir şey göründüğü gibi değildi
dünya düz olsaydı
- Tom'un suçlu olduğunu düşündüm.
- Tom'un suçlu olduğunu düşünüyordum.
Tom'un evli olduğunu düşündüm.
Keşke doğru olsa.
Senin bir Kanadalı olduğunu düşündüm.
Onun imkansız olduğunu düşündüm.
Ben onun Tom olduğunu düşündüm.
Bunun kim olduğunu düşündün?
Beni öldüreceğini sandım.
Bunun gerçek olduğunu düşünmedim.
Tom bir Hristiyan olmadığını söyledi.
Mary bir Hristiyan olmadığını söyledi.
Tom'un nazik olduğunu sandım.
Zengin olsam, seyahat ederim.
- Yerinde olsam onu önemsemem.
- Yerinde olsam onu görmezden gelirim.
- Tom'un bana vuracağını düşündüm.
- Tom'un bana çarpacağını sanıyordum.
- Tom'un bana vuracağını sanıyordum.
Bunun bir hastane olduğunu sandım.
Zengin olsaydım onu satın alırdım.
- Yerinde olsam onu yapmam.
- Yerinde olsam, yapmam.
Tom'un Mary'nin onunla birlikte Boston'a gitmesini isteyeceğini düşündüm.
Sonsuza kadar yaşayacakmışsın gibi hayal et. Bugün ölecekmişsin gibi yaşa.
Eğer ki o kaçak satış olasaydı
Senin yerinde olsam, ona güvenirim.
Bugün Pazar olsa, balık tutmaya gideriz.
Sanki o zenginmiş gibi konuşuyor.
Yerinizde olsam sessiz kalırdım.
Yerinde olsam, daha çok çalışırım.
Tom'un onlardan biri olduğunu sandım.
Tom'u bekleyeceğini düşündüm.
Ben senin Tom olduğunu düşündüm.
- Tom, Mary'nin ayrılmasını istedi.
- Tom, Mary'den ayrılmasını istedi.
Bence Tom'u ziyarete gidiyordun.
Öleceğini sandım.
Bunun Tom'un olduğunu düşündüm.
- Tom Mary'nin gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin defolup gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin defolmasını istedi.
- Tom Mary'nin uzaklaşmasını istedi.
- Tom Mary'nin çekip gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin basıp gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin yaylanmasını istedi.
- Tom Mary'nin terk etmesini istedi.
Tom'un müzisyen olduğunu düşündüm.
Senin doktor olduğunu sanıyordum.
Ayrılmanı isterim.
Onun bir köpek olduğunu düşündüm.
Benimle gitmeni istiyorum.
Onu söyleyeceğin içime doğdu.
Tom Mary'nin gitmesini istemedi.
- O, muhtemelen masumdu.
- O, olasılıkla suçsuzdu.
Ben her zaman onun tuhaf olduğunu düşündüm.
Bunun bir rüya olduğunu düşündüm.
Tom'un bir Kanadalı olduğunu düşündüm.
Seninle gitmemi ister misin?
Onun oraya gitmesini istedim.
Onlar Jefferson'un yeniden seçileceğini umdular.
Tom Mary'nin bir Kanadalı olduğunu düşündü.
Sanki bir milyonermiş gibi yaşıyor.
Bunun sürpriz olmasını istedik.
- Ben senin yerinde olsam gitmem.
- Senin yerinde olsam gitmezdim.
Yerinde olsam Tom'u dinlerim.
Ben senin yerinde olsam Boston'da kalırdım.
- Yerinde olsam onu yapmam.
- Yerinde olsam, onu yapmam.
Öğretmen babam gibi görünüyordu.
Bir kuş olsam, sana uçarım.
Yerinde olsam, onu yapmam.
Çocuk sanki bir adammış gibi konuşuyor.
Öğretmen onun eve gitmesine izin verdi.
Gerçek olsa, ne yaparsın?
Çok pahalı olmasa onu alırım.
Yerinde olsam Tom'a bir şey söylemem.
Yeni takım elbiseni giyeceğini düşündüm.
Bugün Pazar olsa, balık tutmaya giderim.
Yerinde olsam, onu maviye boyarım.
O senden daha uzun olabilir.
Oraya gitmemi onaylayamadı.
O, sanki bir uzmanmış gibi konuşuyor.
Zengin olsan ne yaparsın?
Bu doğru olsaydı, ne yapardınız?
Doğru olsa, ne yaparsın?
Keşke bugün Cuma olsa.
Şimdi gitmeni istiyorum.
Yerinde olsam, şunu alırım.
Sanki annemmiş gibi konuştu.
Senin Bostonlu olduğunu düşündüm.
Tom'un, düşmanın olduğunu sanıyordum.
Erkek arkadaşımın beni öldüreceğini düşündüm.
Senin yerinde olsaydım, bunu alırdım.
Bana zarar vereceğini sandım.
O kadar yaşlı olduğunu düşünmemiştim.
- Zengin olsam yurt dışına giderim.
- Zengin olsam yurt dışına giderdim.
İnsanlar onun doğru olduğunu düşünürdü.
Tom'un bir elektrikçi olduğunu düşündüm.