Examples of using "Distinguir" in a sentence and their turkish translations:
- İyiyi kötüden ayırt etmek kolaydır.
- İyiyi kötüden ayırmak kolaydır.
Kalayı gümüşten ayırt edebilir misin?
İyiyi kötüden ayırt etmek kolaydır.
Doğruyu yanlıştan ayırt etmek zordur.
Hayvanlar doğru ile yanlışı ayırt edemezler.
Bazen doğruyu yanlıştan ayırt etmek zordur.
Bir İngiliz ile Amerikan'ı nasıl ayırt edersiniz?
İyiyi kötüden ayırt etmek kolay değildir.
Çoğu Avrupalı, bir Japon'u bir Çinli'den ayırt edemez.
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
Tom pahalı şarap ve ucuz şarap arasındaki farkı tadamaz.
Seni erkek kardeşinden ayırt etmek zor.
Biri diğerinden çok daha canlı olduğundan, orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.
Tom, İspanyol şarabı ve Şili şarabı arasındaki farkı söyleyemez.
Mutlu olmak için çok şeye gerek yok. Gözün görsün, kalbin anlasın ve ruhun yaşasın.
Seni erkek kardeşinden ayırt etmek zor.