Translation of "Mal" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Mal" in a sentence and their turkish translations:

- Mal posso vê-lo.
- Mal posso vê-la.
- Mal consigo vê-lo.
- Mal consigo vê-la.

Onu güçlükle görüyorum.

Nada mal.

Fena değil.

Foi mal!

Benim hatam!

- Sinto-me mal.
- Estou mal.
- Estou adoentada.

Kendimi kötü hissediyorum.

- Tom mal comeu.
- O Tom mal comeu.

Tom zar zor yedi.

- Eu te julguei mal.
- Eu a julguei mal.
- Eu o julguei mal.

Seni yanlış değerlendirmişim.

- Eu mal o conheço.
- Eu mal a conheço.
- Eu mal te conheço.

Seni neredeyse hiç tanımıyorum.

- Sinto-me mal.
- Estou me sentindo mal.
- Eu estou me sentindo mal.

Kötü hissediyorum.

- Ele mal sabe ler.
- Ele mal consegue ler.

O güçlükle okuyabiliyor.

- Ela sentiu-se mal.
- Ela se sentiu mal.

O hasta hissediyordu.

- Tom está mal-humorado.
- Tom é mal-humorado.

Tom huysuz.

- Não me leve a mal.
- Não me entenda mal.
- Não me levem a mal.

Beni yanlış anlamayın.

Cheira mesmo mal!

Oldukça kötü kokuyor!

Ou mal-entendido

veya yanlış anlama olduğunu düşündü

Eu luto mal.

- Kavga etmeyi beceremem.
- Kavgadan anlamam.

Mal consigo andar.

- Güçlükle yürüyebiliyorum.
- Hemen hemen hiç yürüyemiyorum.

Eu li mal.

Onu yanlış okudum.

Ela mal comeu.

O çok az şey yedi.

Ele está mal.

O hapı yuttu.

Eu nado mal.

Ben yüzmede kötüyüm.

Fui mal-educado.

Ben kabaydım.

Sinto-me mal.

Kendimi kötü hissediyorum.

Nós mal começamos.

- Zar zor başladık.
- Biz zar zor başladık.

Nos sentimos mal.

Kötü hissediyoruz.

Você beija mal.

Sen kötü bir öpücüsün.

- Eu julguei mal o Tom.
- Julguei mal o Tom.

Tom'u yanlış değerlendirdim.

- Tom mal consegue andar.
- O Tom mal consegue andar.

- Tom neredeyse yürüyemiyor.
- Tom zorlukla yürüyebiliyor.

- Não me leve a mal.
- Não me entenda mal.

Beni yanlış anlamayın.

Quem faz o mal recebe o mal de volta.

Eğer kötülük verirseniz kötülük alırsınız.

- Eu mal conhecia o Tom.
- Eu mal conhecia Tom.

Tom'u güç bela tanıdım.

- Nunca fale mal dos outros.
- Nunca falem mal dos outros.

- Başkalarının hakkında asla kötü konuşma.
- Başkaları hakkında asla kötü konuşma.

- Ela mal pode falar japonês.
- Ela mal consegue falar japonês.

O, neredeyse Japoncayı hiç konuşamıyor.

- Fumar faz mal para você.
- Fumar faz mal à saúde.

Sigara içmek sizin için kötü.

- Tom é extremante mal-humorado.
- Tom está extremante mal-humorado.

Tom son derece huysuz.

- Eu mal consigo acreditar naquilo.
- Eu mal posso acreditar nisso.

Buna hemen hemen hiç inanamıyorum.

Isto quase correu mal.

Bu oldukça... Kıllıydı!

Mal consigo ouvir você.

Siz güçlükle duyabiliyorum.

- Nada mal.
- Nada mau!

Fena değil.

Eu mal podia trabalhar.

Neredeyse çalışamıyordum.

Tom mal reconheceu Mary.

Tom güçlükle Mary'yi tanıdı.

Minha mulher dirige mal.

Benim karım kötü bir sürücüdür.

Me sinto muito mal.

Ben çok hasta hissediyorum.

Marta se veste mal.

Marta kötü giyinir.

Eu mal consigo nadar.

Ben hemen hemen hiç yüzemem.

Mal durmo à noite.

Geceleyin neredeyse hiç uyuyamıyorum.

Este peixe cheira mal.

Bu balık kötü kokuyor.

Me sinto mal hoje.

Bugün kötü hissediyorum.

Eu mal conseguia esperar.

Zar zor bekleyebilirim.

O peixe cheira mal.

Balık kötü kokuyor.

Eu mal consigo andar.

Güçlükle yürüyebiliyorum.

Eu mal conhecia Tom.

Tom'u güçlükle tanıdım.

Isso vai acabar mal.

- O kötü sona erecek.
- O kötü biçimde bitecek.

Mal pude vê-lo.

Onu zorlukla görebildim.

Bem feito! Nada mal.

Aferin! Fena değil.

Tom mal conseguia respirar.

Tom zor nefes alıyordu.

Acordei mal do estômago.

Bir mide rahatsızlığı ile uyandım.

Tom mal fala francês.

Tom zar zor Fransızca konuşur.

Tom está mal-humorado.

Tom kötü bir ruh hali içinde.

Você mal me conhece.

Neredeyse beni tanımıyorsun.

Nada mal para começar.

Başlangıç için fena değil.

A fotografia saiu mal.

Fotoğraf iyi çıkmadı.

Eu mal a conheço.

Onu güçlükle tanıyorum.

Tom estava mal-humorado.

Tom huysuzdu.

Mal posso ouvi-lo.

Neredeyse onu duyamıyorum.

Mal conheço a cidade.

Şehri hemen hemen hiç bilmiyorum.

Ele mal consegue falar.

O neredeyse konuşamıyor.

Como estás? Bem? Mal?

Nasılsın? İyi? Kötü?

Tom mal reconheceu Maria.

Tom Mary'yi zar zor tanıdı.

Eu mal conseguia respirar.

Ben zar zor nefes alabiliyordum.

Eu mal conseguia dormir.

Zar zor uyuyabildim.

Ela se sentiu mal.

O kendini iyi hissetmedi.

Eu sempre fotografo mal.

Her zaman kötü fotoğraf çekerim.

Tom me entendeu mal.

Tom beni yanlış anladı.

Tom é mal-educado.

Tom kibar değildir.

Ele mal consegue andar.

O, zorlukla yürüyebiliyor.

Ele é mal-agradecido.

O, iyilikleri takdir etmez.

Eu mal conheço Tom.

Tom'u neredeyse tanımıyorum.

Tom mal conseguia falar.

Tom zorlukla konuşabilir.

Tom mal consegue falar.

Tom neredeyse hiç konuşamıyor.

Tom mal consegue andar.

Tom zar zor yürüyebiliyor.

Tom mal consegue comer.

- Tom neredeyse yemek yiyemiyor.
- Tom zar zor yiyebiliyor.

Não faz mal perguntar.

Sormakta zarar yok.

Eu mal o conheço.

Onu güçlükle tanıyorum.

Isto não está mal.

Bu kötü değil.

Eu mal conseguia falar.

Zar zor konuşabildim.

Tom desenha muito mal.

Tom resim çizmede inanılmaz derecede kötüydü.

Eu danço muito mal.

Ben gerçekten kötü dans ettim.

Essa carne cheira mal.

Bu et kötü kokuyor.

Eu me senti mal.

Hasta hissettim.

Comer fígado faz mal?

Karaciğer yemek sizin için kötü mü?

Tom mal podia andar.

Tom güçlükle yürüyebiliyordu.

Fadil mal reconheceu Dania.

Fadıl, Dania'yı zorlukla tanıdı.

- Me sinto mal pelo Tom.
- Eu me sinto mal pelo Tom.

Tom için kötü hissediyorum.