Examples of using "Mal" in a sentence and their turkish translations:
Onu güçlükle görüyorum.
Fena değil.
Benim hatam!
Kendimi kötü hissediyorum.
Tom zar zor yedi.
Seni yanlış değerlendirmişim.
Seni neredeyse hiç tanımıyorum.
Kötü hissediyorum.
O güçlükle okuyabiliyor.
O hasta hissediyordu.
Tom huysuz.
Beni yanlış anlamayın.
Oldukça kötü kokuyor!
veya yanlış anlama olduğunu düşündü
- Kavga etmeyi beceremem.
- Kavgadan anlamam.
- Güçlükle yürüyebiliyorum.
- Hemen hemen hiç yürüyemiyorum.
Onu yanlış okudum.
O çok az şey yedi.
O hapı yuttu.
Ben yüzmede kötüyüm.
Ben kabaydım.
Kendimi kötü hissediyorum.
- Zar zor başladık.
- Biz zar zor başladık.
Kötü hissediyoruz.
Sen kötü bir öpücüsün.
Tom'u yanlış değerlendirdim.
- Tom neredeyse yürüyemiyor.
- Tom zorlukla yürüyebiliyor.
Beni yanlış anlamayın.
Eğer kötülük verirseniz kötülük alırsınız.
Tom'u güç bela tanıdım.
- Başkalarının hakkında asla kötü konuşma.
- Başkaları hakkında asla kötü konuşma.
O, neredeyse Japoncayı hiç konuşamıyor.
Sigara içmek sizin için kötü.
Tom son derece huysuz.
Buna hemen hemen hiç inanamıyorum.
Bu oldukça... Kıllıydı!
Siz güçlükle duyabiliyorum.
Fena değil.
Neredeyse çalışamıyordum.
Tom güçlükle Mary'yi tanıdı.
Benim karım kötü bir sürücüdür.
Ben çok hasta hissediyorum.
Marta kötü giyinir.
Ben hemen hemen hiç yüzemem.
Geceleyin neredeyse hiç uyuyamıyorum.
Bu balık kötü kokuyor.
Bugün kötü hissediyorum.
Zar zor bekleyebilirim.
Balık kötü kokuyor.
Güçlükle yürüyebiliyorum.
Tom'u güçlükle tanıdım.
- O kötü sona erecek.
- O kötü biçimde bitecek.
Onu zorlukla görebildim.
Aferin! Fena değil.
Tom zor nefes alıyordu.
Bir mide rahatsızlığı ile uyandım.
Tom zar zor Fransızca konuşur.
Tom kötü bir ruh hali içinde.
Neredeyse beni tanımıyorsun.
Başlangıç için fena değil.
Fotoğraf iyi çıkmadı.
Onu güçlükle tanıyorum.
Tom huysuzdu.
Neredeyse onu duyamıyorum.
Şehri hemen hemen hiç bilmiyorum.
O neredeyse konuşamıyor.
Nasılsın? İyi? Kötü?
Tom Mary'yi zar zor tanıdı.
Ben zar zor nefes alabiliyordum.
Zar zor uyuyabildim.
O kendini iyi hissetmedi.
Her zaman kötü fotoğraf çekerim.
Tom beni yanlış anladı.
Tom kibar değildir.
O, zorlukla yürüyebiliyor.
O, iyilikleri takdir etmez.
Tom'u neredeyse tanımıyorum.
Tom zorlukla konuşabilir.
Tom neredeyse hiç konuşamıyor.
Tom zar zor yürüyebiliyor.
- Tom neredeyse yemek yiyemiyor.
- Tom zar zor yiyebiliyor.
Sormakta zarar yok.
Onu güçlükle tanıyorum.
Bu kötü değil.
Zar zor konuşabildim.
Tom resim çizmede inanılmaz derecede kötüydü.
Ben gerçekten kötü dans ettim.
Bu et kötü kokuyor.
Hasta hissettim.
Karaciğer yemek sizin için kötü mü?
Tom güçlükle yürüyebiliyordu.
Fadıl, Dania'yı zorlukla tanıdı.
Tom için kötü hissediyorum.