Examples of using "Digam" in a sentence and their turkish translations:
- Konuş!
- Konuşun!
Bana hangi filmi izlediğinizi söyleyin.
- Söyle bana.
- Bana söyle!
- Söyle bana!
Bir şey söyle.
Oh, lütfen onu söyleme.
Bana nasıl hissettiğini söyle.
Siz arkadaşların hangi filmleri gördüğünü bana söyle.
Onlar ne derlerse desinler, ben güzelim.
Bana benim bilmediğim bir şey söyle.
Lütfen bana nereye gittiğini söyle.
Hâlâ ne olduğunun anlatılmasını bekliyorum.
Onlara evde söyle, Susa'ya geri döndüğünde
Bana, nerede doğduğunu söyle.
Ne yapamayacağımın söylenilmesinden nefret ediyorum.
Tom'a hazır olacağımızı söyle.
Bana nasıl hissettiğinizi söyleyin.
- Söyle bana.
- Bana söyle!
- Söyle bana!
Tom'a nereye gideceğini söyle.
İstediğini söyle.
Tom'a gerçeği söyle.
Sana söylediğimi onlara söyle.
Ona hazır olmadığını söyle.
Nereye gittiğini Tom'a söyle.
Ne söylersen söyle, vazgeçmeyeceğim.
Gerçeği söyle.
Tom'a bunu yapmayacağımı söyle.
Tom'a ağaçları budayacağımı söyle.
- Ne olacağını bize söyle.
- Ne olacağını bize anlat.
Sen kötü olduğunu söyleme. Hiç!
- Bana benim bilmediğim bir şey söyle.
- Bana bilmediğim bir şey söyle.
Ben öldükten sonra, insanların benim hakkımda "O insan bana kesinlikle çok para borçlu" diyeceğini umuyorum.
Tom'a onunla gurur duyduğumu söyle.
Lütfen bana şaka yaptığını söyle.
Bana önceden bilmediğim bir şey söyle.
Gerçeği söylemeni istiyorum.
Lütfen bize ne yapacağımızı söyleme.
İnsanlar bana ne yapacağımı söylediğinde bundan nefret ederim.
Bir şey söylemek istiyorsanız, devam edin ve onu söyleyin.
Boston'a geri dönmeyeceğini söylemeni istiyorum.
Benimle ilgili gerçekten ne düşündüğünü bana anlatmanı istiyorum.
Tom'a benim de gitmek istediğimi söyle.