Translation of "Cauda" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Cauda" in a sentence and their turkish translations:

Minha cauda está doendo!

Benim kuyruğum acıyor!

- O peixe nada movendo a cauda.
- Os peixes nadam movendo a cauda.

Balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzer.

Um peixe nada movendo a cauda.

Bir balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzmektedir.

Meu cachorro tem a cauda longa.

Köpeğimin uzun bir kuyruğu var.

O urso tem uma cauda curta.

Ayının kısa bir kuyruğu var.

Vinte milhões de morcegos-de-cauda-livre.

20 milyon kuyruklu yarasa.

Eu vi a cauda de uma baleia hoje.

Bugün bir balina kuyruğu gördüm.

Está a ver a glândula de veneno na cauda?

Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?

Então, vamos agarrar pela cauda ou vamos prender a cabeça?

Onu kuyruğundan mı yakalayalım, başından mı?

- Se você cortar a cauda de um lagarto, ela vai crescer de novo.
- Se cortares a cauda de um lagarto, esta crescerá novamente.

Bir kertenkelenin kuyruğunu kesersen, o tekrar uzar.

Ou tento agarrar a cauda e mantenho-me longe da cabeça.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Então, quer que tente apanhar a cascavel segurando-a pela cauda?

Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?

Veja isto. Está a ver a glândula de veneno na cauda?

Şuna bakın. Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?

No cemitério, há uma estátua de uma serpente que se morde a cauda.

Mezarlıkta, kendi kuyruğunu ısıran bir yılan heykeli var.

Compramos um piano de cauda que ocupou metade da nossa sala de estar.

Biz oturma odamızın yarısını kaplayan büyük bir piyano aldık.

Tinha cabeça de mulher, corpo de leão, asas de pássaro e cauda de serpente.

O bir kadının başına, bir aslanın gövdesine, bir kuşun kanatlarına ve bir yılanın kuyruğuna sahipti.