Examples of using "Antiga" in a sentence and their turkish translations:
Eski Roma'da kadın kendi mallarını
Eski ve yaşlı orman.
Roma eski bir şehirdir.
Leipzig eski bir kenttir.
O, antik tarihi iyi bilir.
Kimya eski bir bilimdir.
Bu caddede eski bir ev var.
Bu kasabada eski bir kilise var.
Tom eski tren istasyonuna yakın yaşamaktadır.
çünkü çok eski bir şaheser yapıydı
Kabuki eski bir Japon sanatıdır.
Roma antik mimarisi ile ünlüdür.
Kyoto Japonya'nın eski başkentidir.
Kyoto, Japonya'nın eski başkentiydi.
Antik sanatla çok ilgilendim.
Royal House eski bir kurumdur.
Tom, Mary'ye eski bir sikke verdi.
Demokrasi Antik Yunanistan kökenlidir.
Tom eski kutuda bir şey bulmadı.
Ona benim eski bisikletimi verdim.
Eski bisikletimden kurtuldum.
Eski Roma'da kadın bekarken babasına
Trier, Almanya'nın en eski şehridir.
Matematik insan kadar eskidir.
Tom'un eski kız arkadaşıyla sohbet ettim.
Bu, gizli dinsel törenleri kullanan eski bir örgüt.
Güneydeki ormanlık alanın derinlerinde saklı eski bir yol var.
en uzun süre ayakta kalan ibadethane özelliğini korumakla beraber
Nazar çok eski bir inançtır
Bu eski bir sürüm ama önemli olmamalı.
Çocukluğundan kalan en eski anın ne?
Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar.
Bakın, bu halat soğuk zincir güzergâhının bir parçası olmalı.
Eski Roma'da da böyledir aslında
Eski Roma'da kadın eve kapatılmazdı
Tom yeni Fransız kornasında eski bir İrlanda şarkısını çaldı.
Bir bakalım mı Eski Roma'yla bizim atalarımızın arasındaki
Eski Roma'da ayrılık durumunda ise malı geri alabiliyordu
Bu kasabada eski bir kilise var.
Şu anda inşa edilmekte olan ev bir öncekinden daha büyük.
Eski kabin pek çok modern cihazdan yoksundu, hatta bir odun sobası bile vardı.
- Gülden geriye kalan adıdır sadece.
- Mazideki gülden arda kalan adıdır sadece.