Examples of using "Czekać" in a sentence and their turkish translations:
Biz seni bekliyor olacağız.
Beklenilmemeli.
- Sabırsızlanıyorum.
- Bekleyemem.
Tom beklemek zorunda kaldı.
Bütün yapabileceğimiz beklemektir.
- Beklemeyi sevmem.
- Beklemekten hoşlanmam.
Bekleyeceğim.
Burada bekliyor olacağız.
Beni bir saat bekletti.
Brian Kate'i bekletti.
Bekleyeceğim.
O, seni bekliyor olacak.
Ne kadar beklemen gerekecek?
Lütfen bekle.
Burada beklememen gerekir.
Neden Noeli bekliyorsun?
Tom beklemeyecek.
Tom bekleyemez.
Bekleyecek zamanımız yok.
Operasyon bekleyemez.
Daha uzun beklemeliydim.
Sonra uzun bir bekleyiş dönemi geldi.
Onun gelmesini beklememe gerek var mı?
Gerçekten iki saat beklemek istiyor musun?
Sonsuza kadar bekleyemem.
Sonuna kadar beklemek zorunda değilsin.
Benim için beklemeniz gerekmez.
Tom'u beklemeyi sevmiyorum.
Ben seni bekleyemem.
Beni uzun süre bekletme.
Neden çok uzun süre beklemek zorunda kaldık?
Ben kuyruklarda beklemeyi sevmiyorum.
Ne kadar süre beklemek zorundayım?
Karanlıktan faydalanmak için geceyi beklemesi gerek.
Tamam, bunun üzerinde oyalanmak istemiyorum. Karşıya geçmeliyim.
O uzun bir süre beni bekletti.
O, bana onu beklemememi söyledi.
O artık bekleyemez.
- Yaza kadar bekleyemem.
- Yaza kadar bekleyemiyorum.
Bu, sabaha kadar bekleyemez.
Tom üç saat daha beklemek zorunda.
O kadar uzun beklemek istemiyorum.
Tom Mary'yi beklettiği için özür diledi.
Burada beklemek zorundayız.
Tom ve ben seni bekleyeceğiz.
Şartlar, av için haftalarca bu kadar iyi olmayacak.
İki saat beklemek için çok uzundur.
Tom'u beklememiz gerektiğini sanmıyorum.
Ben bekletilmekten hoşlanmıyorum.
Teslimat için ne kadar beklemeliyim.
Yapabileceğimiz tek şey kendimizi sıcak tutup beklemek.
Yapabileceğimiz tek şey kendimizi sıcak tutup beklemek.
Geç kalmam durumunda beni beklemek zorunda değilsin.
Uzun süre bekletilmeye tahammül edemedi.
Tom beni 30 dakikadan daha fazla bekletti.
Çağrını alabilmek için dün gece evde kaldım.
Tom artık beklememeye karar verdi.