Examples of using "Niego" in a sentence and their turkish translations:
Şuna baksanıza.
O onu gösterdi.
Onun yanına oturdum.
Onun yanına oturdu.
Ona göre, evet.
Ona bak.
Onu ara.
Onun için çalışıyorum.
- Onu aradım.
- Ben onu aradım.
- Ona telefon ettim.
O, onun tarafından aşağılandı.
Daha sonra onu arayacağım.
O, çok iyi bir sanatçı değil.
O, onu saatlerce bekledi.
Onun hakkında endişeliyim.
O ona gülümsedi.
Kitabı ondan ödünç aldı.
Onun sürüşü acıklıydı.
Onu saatlerce beklediler.
Bu onun gibi değil.
Kim ona oy verdi?
Ben ondan daha gencim.
O onun hediyesini kabul etti.
Ben ondan daha uzunum.
Dün onu aradım.
Ben onun için bir şey yapacağım.
Ona karşı iyi olacağım.
Bunu ondan satın aldım.
Yarın onu arayacağım.
O onun için yemek pişiriyor.
O ona yazmayı unuttu.
O onun tarafından yetiştirildi.
O ondan bir adam yaptı.
O, bir öğretmen olmak için uygun değil.
Onun için endişeliydim
Üstüne basmak istemiyorum.
Üstüne basmak istemiyorum.
- Onun babası onu Tom olarak çağırır.
- Babası ona Tom diyor.
Niçin onun için göndermeliydi?
İnsanlar ona güldü.
Ona uzun bir mektup yazdım.
O onu beklemek zorunda kalacak.
Ondan haber aldın mı?
İşte bu yüzden ona kızgınım.
Ben ondan daha yaşlı değilim.
Onu bu sabah aradım.
Saat 5:00'da onu alacağım.
Onun telefon aramasını bekliyorum.
Saat ona kadar onu bekledi.
O onun için her şeydir.
Onun için burada beklemek zorundayım.
Henüz onu aramadım.
O ev ona aittir.
Ben bunu ondan öğrendim.
Otuz dakikadır onu bekliyor.
O,onun için özel bir akşam yemeği pişirdi.
O, her gün onun için yemek pişirir.
O, ondan çok daha ağırdır.
Bu kitabı ondan aldım.
Ona bir mesaj gönderdim.
buzun radarda tamamen transparan olması.
Mary şaşkınlıkla ona baktı.
Oda onun tarafından boyanıyor.
- Onu her gördüğümde esniyor.
- Ona her baktığımda esniyor.
O, bana onu beklemememi söyledi.
Ben tavsiye için ona döndüm.
Gizlice onun arkasına yaklaştım.
Bunu onsuz yapamazdım.
Tom'a onu arayacağımı söyle.
On dakika onu beklemek zorunda kaldık.
Anahtarı unuttum ve onun için geri gittim.
Her şey onun için yanlış gitti.
Onunla bağlantı sağlayamıyorum.
Ona gülmemelisin.
O, yumruklarıyla ona saldırdı.
O, gözlerini ondan alamadı.
O onun tarafından öpüldü.
O, ona yardım eden ilk kişiydi.
İlaç ona çok iyi geldi.
Poşet içinde dallanan birtakım tüpler mevcut
böceklerin ışığa gelmesini ummak olduğunu düşünüyorsunuz demek?
Brezilya'daki darbeyi duyurdu. HALKIN DEVRİMCİ ORDUSU
O senden daha fazla bir aptal değil.
Dev gibi bir kuş ona doğru uçarak geldi.
Brezilya'daki insanlar onunla gurur duyuyordu.
Beni nereden tanıyorsun? Nathanael sordu.
Onun sahip olduğunun iki katı kadar kitabım var.
- Lütfen onu ara.
- Lütfen, onu ara.
Kim ondan iki yaş daha büyük.
Onun bir mektubunu aldın mı?
Tom onu almaya gelmemi istedi.
Bu çiçekleri koymak için bir vazoya ihtiyacım var.
Onunla o biçimde konuşma!
Onunla kendi isteğiyle evlenmedi.
Ondan sakınmak en iyisi.