Examples of using "Godzinę" in a sentence and their turkish translations:
O, bir saat uyudu.
Bir saat bekledim.
- Kalan bir saatimiz var.
- Bir saatimiz kaldı.
Sadece bir saatimiz var.
Bir saattir buradayız.
Bir saat içinde geri döneceğim.
Bir saatte geri döneceğim.
Beni bir saat bekletti.
Bir saat bekleyelim.
Bir saat içinde seni tekrar arayacağım.
Sadece bir saat sürdü.
Bir saat içinde bize yetişecektir.
Bize saat ücreti ödeniyor.
Bir saatten daha az zamanımız var.
Bir saatten daha fazla bir süredir buradayız.
- Bir saat içinde beni karşıla.
- Bir saat içinde benimle buluş.
Saatteki zamanı kontrol ettim.
yoksa kötü gün için mi biriktiriyorsunuz.
İstasyon bir saatlik yürüyüş mesafesinde.
Bir saat önce kar yağışı durdu.
Bir saat içinde döneceğiz.
Bir saat boyunca onunla konuştum.
Onu bir saattir bekliyorum.
Yaklaşık bir saat içinde seni arayacağım.
O bir saat önce hastaneden ayrıldı.
Hayır ben bir saatten fazladır onları arıyorum.
Onu bulmak için bir saatimiz var.
Bir saatten fazla sürebilir.
...gezegenimiz karanlığa gömülür.
Dokuza kadar oraya varmalıyım.
Bana saat başı on dolar ödenir.
Bir saat için arabanı ödünç almak istiyorum.
Parti bir saat daha açılmaz.
Tom gideli bir saatten fazla oldu.
Bir saatten daha fazla bir süredir Tom ve Mary'yi aradım.
Tom bir saatten daha az önce buradaydı.
Saatlik ücretin ne kadar?
Saatte 100 kilometreyi geçen sprintler atabiliyor.
- Hava saatten saate değişir.
- Hava durumu saatten saate değişir.
Bir saat içinde Tom'u görmek istiyorum.
Tom bir saat içinde onu bitiremeyecek.
Alışverişe gitmek zorundayım. Bir saat içinde döneceğim.
Kara gün için para biriktirmeliyiz.
Bir saat içinde hazır olabileceğine dair herhangi bir şans var mı?
Bir saat önce bir arkadaşla birlikte büyük bir pizza yedim.
Tom ve Mary neredeyse bir saat sorunu tartıştılar.
Lütfen benim için resepsiyonda yaklaşık bir saat bakar mısın?
O bir saat geç geldi, bu beni çok sinirlendirdi.
Bir saat içinde büromda olmanı istiyorum.
Tren saatte 50 mil hızla gidiyor.
Saat altıda dört kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.
Tom genellikle saatte üç yüz dolar kazandığını söylüyor.
Trenimiz yoğun kar nedeniyle bir saat geç kaldı.
Yarının toplantının bir saatten fazla süreceği ihtimali yok.
O kadar çok işim var ki, bir saat daha kalacağım.
Amcam Bob saatimi tamir etti ve o artık zamanı doğru söylüyor.
Testere pullu engereğin etkisi çok çabuk görüldüğü için bir saatin altında öldürebilecek bir zehir.
Bu dükkanında saatle bisiklet kiralayabilirsiniz.