Examples of using "Stagno" in a sentence and their turkish translations:
Göletteki şu balıklara bak.
Gölet kurudu.
Burada küçük bir gölet vardır.
O gölette yüzmemelisin.
- Gölet dondu.
- Göletin üstü buz tutmuş.
Gümüşü kalaydan ayırabilir misin?
Evinin arkasındaki bataklıkta
- Göl çok derin.
- Gölet çok derin.
Gölette yüzmek tehlikelidir.
Gölette bir turnabalığı var.
Gölet sazan balığıyla doludur.
Gölet sert donduruldu.
Gölette birçok canlı balık gördük.
Kalayı gümüşten ayırt edebilir misin?
Gölet üç metre derinliğindedir.
Bu gölette bir sürü kurbağa vardı.
Gölette birçok balık var.
Bazı çocuklar gölette yüzüyor.
Orada on yıl önce derin bir gölet vardı.
Burada bir havuz olduğunu bilmiyordum.
Göletin üzerinde güzel bir köprü var.
Parkın ortasında bir gölet bulunmaktadır.
Havuzun etrafında bir sürü ağaç var.
Yazın gölette çıplak yüzmeyi severim.
Bahçemizde küçük bir gölet var.
Tom ve arkadaşları gölette yüzüyorlar.
Sanırım havuzda oynamak çocuklar için tehlikelidir.
Gölet sıcak havada kurudu.
- Gölette neredeyse hiç su yok.
- Su birikintisinde neredeyse hiç su kalmadı.
- Gölette neredeyse hiç su kalmadı.
Gölet geçen yaz kurudu.
Gölet sıcak havada kurudu.
Bu göletin yanında oynamak çocuklar için tehlikelidir.
Bazı çocuklar göletin yakınında frizbi oynuyorlardı.
Her yıl kış aylarında birçok göçmen kuş bu gölete gelir.
Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
Gölet 100 metre çapındadır.
- Tom evlilik yüzüğünü çıkarıp gölete attı.
- Tom alyansını çıkarıp gölete attı.
Ertesi sabah Beyaz Ördek, yavrularını arayarak göletin etrafında dolandı durdu; isimleriyle seslendi, aradı taradı ama onlara dair hiçbir ize rastlayamadı.