Examples of using "Quei" in a sentence and their turkish translations:
- O çocukları tanıyor musun?
- O oğlanları tanıyor musun?
O eldivenleri bana ver.
Şu kurabiyeleri bize ver.
Şu kurabiyeleri bana ver.
Şu kurabiyeleri ona ver.
Şu kurabiyeleri ona ver.
O günleri hatırlıyorum.
Ama şu renklere bak!
O atlar senin.
Bu sesler de ne?
Lütfen bu tabakları yıka.
O adamlar iyi şarkı söylüyor.
Benim o belgelere ihtiyacım var.
Bu zor sorunların üstesinden gelmek zorundasın.
O giysiler size iyi gider.
Şu dosyalara ihtiyacım var.
Şu adamlar senin arkadaşların mı?
Şu kurabiyeleri onlara ver.
Şu adamlar kimdir?
Göletteki şu balıklara bak.
Bu oğlanlar on altı yaşındalar.
Ben o üç çocuğu seviyorum.
O çocukları tanımıyordum.
Şu numaralar ne?
Şu ikisi dışarı gidiyorlar mı?
Ah o Ruslar!
Lütfen o kitaplara dokunma.
O sonuçlar yüzünden hayal kırıklığına uğradım.
O afişler şimdi nerede?
Şu adamlar senin erkek kardeşlerin mi?
O, o giysilerin içinde tuhaf görünüyor.
Bu kitapları onlar için satın aldık.
Bütün bu kitaplar benim.
Bakın, şu küçük tüyleri görüyorsunuz.
Şu çiçekler ölmüş.
Şu çiçeklere bakıyorum.
Şu çiçekler çok güzel!
O çiçekler güzel.
O mahkumlar nerede?
Ben o zamanları hatırlıyorum.
Şu küçük noktalar nedir?
O zamanlar geri dönmeyecek.
Şu kitaplar onların.
O çocuklar kim?
Tom o kot pantolonu sevdi.
O günler bitti.
O günler geçti.
O günlerde telsiz yoktu.
Şu ikisi tam olarak birbirine benziyor.
Bana o parayı ver.
O ona şu kitapları okumasını tavsiye etti.
Bu serserilere iyi bir ders vereceğim.
Çünkü bu değişimler maceralar yaratır.
Bu tür cevaplardan nefret ediyorum.
O kotlar gerçekten sevimli.
O günleri nasıl unutabilirim?
Kim bu renkleri seçti?
Bu rakamlar toplanmaz.
Şu üç adam kim?
Şu renkler birlikte uyum sağlar.
Bu iki erkek kardeş birbirlerine benzerler.
Onlar kimin kitapları?
Şu iki çocuk kuzendir.
Bu çiçeklerden herhangi birini ister misin?
O çiçeklerin adları nedir?
O günlerden biri.
Bunlar kimin eldivenleri?
Bu atlar Tom'un.
Bu eldivenler Tom'un.
Bunlar kimin atları?
Şu kitaplarla ne yaptın?
Bu kitaplardan herhangi birini okumadım.
ve bu kısa mutsuzluk dönemlerimiz
O paralarla yerel toplumlara yeniden yatırım yapacağız.
çözmek zorundayız.
Bu sesleri nasıl çıkarıyorsun?"
Anıları yıllarca bastırdım,
O kitaplardan hiçbiri ilginç değil.
Şu trenler her üç dakikada bir çalışırlar.
Ben o günlerde çok fakirdim.
O günlerde öğrenciydi.
Bu kitaplardan hiçbiri faydalı değildir.
Bu kitapların hepsi kullanışlı değil.
Şu ikiz erkek kardeşler benzer yüzlere sahip.
Şu çocuklar sözlü becerilerini sınırladı.
O anları neden aklımdan hiç çıkaramıyorum?
O zamanlar çok zengindik.
Bu bardağa dokunmayın.
Bu kasklar iğrenç.
O günlerde ben genellikle beşte kalktım.
Kırılma noktaları; bizim ileriye doğru
Bu oranda devam edersek, bu sayıya ulaşamayacağız.
Çocukların üzgün minik suratları
Köpek balıkları tam olarak kayanın dibine geldi.
Şu iki deney benzer sonuçlar vermiştir.
O jetler yıldırımdan daha hızlıydı.
O sokak çocuklarından hoşlanmıyorum.
Bu iki çocuk aynı yatakhane odasını paylaşır.