Examples of using "Dovresti" in a sentence and their turkish translations:
Onu denemelisin!
Tom'u rapor etmen gerekir.
Gitmelisin, Tom.
Bunu yapmak zorundasın.
Bunu okumalısın.
Onu deneyebilirsin.
Uyuman gerek.
Ceketini giymelisin.
Şimdi gitmelisin.
Kafana takmamalısın.
Bir şeyler hatırlamalısın.
Amy, onunla evlenmelisin!
Belki onunla konuşmalısın.
Onlara danışmalısın.
Havalimanı. Belki bunu tekrar denemeniz gerek.
Berbere gitmelisin.
Öyle karşılık vermemelisin.
Sanırım yüzmelisin.
Tom'la konuşmalısın.
Bu anın tadını çıkarmalısın.
Sanırım onu görmelisin.
Biraz egzersiz yapmalısın.
Gerçeği söylemelisin.
Muhtemelen gitmelisin, Tom.
Senin hiçbir sorunun olmamalı.
Bence tekrar düşünmelisin.
O iyidir. Onu denemelisin.
Belki de onu şimdi yapman gerekir.
Onu Tom'a sorman gerek.
Öğretmenle kendiniz konuşmalısınız.
Kendini bir doktora muayene ettirmelisin.
Sürüş sırasında yola odaklanman gerekir.
Onu karşılamalısın.
Bu cümleleri Tatoeba'ya eklemelisin.
Onu dün yolladım. Yarın onu alabilirsin.
Onu bilmelisin.
Onu bilmen gerekiyor.
Onları dava etmelisin.
Onları tutuklatmalısın.
Bunun için ödeme yapman gerekiyor.
belki de uykuyu
Sen kendi işine bakmalısın.
Kendine dikkat etmelisin.
Geleceğin hakkında düşünmelisin.
Tom'a dikkat etmelisin.
Ağlamak yerine harekete geçmelisin!
Sevdiğin biriyle evlenmelisin.
Onu yapmayı ciddi olarak düşünmelisin.
Kendi işine bakmalısın.
Bu fırsattan yararlanmalısın.
Belki televizyonu kapatmalısın.
Mary'yi akşam yemeğine davet etmelisin.
Bunun için ondan özür dilemelisin.
Kibrini bastırmalısın.
Bunu şimdiden bilmelisin.
Sana yardım etmemize izin vermelisin.
Derhal polise ihbar etmelisin.
Ne düşündüğünü söylemelisin.
Fiyaskonu kabul etmelisin.
Bütün pencereleri açmalısın.
- Özür dilemelisin.
- Senin özür dilemen gerekir.
Bana teşekkür etmelisin.
Gelmelisin.
Uyuman gerek.
Gitmelisin.
Sakin olmalısın.
Sen oy vermelisin.
Değişmelisin.
Acele etmelisin.
Onu dava etmelisin.
Onu dava etmelisin.
Onu tanımalısın.
Senin beni dinlemen gerekir.
hızlı düşünmeniz gerek, panik yaparsınız;
Kendi imkanlarınla yaşamalısın.
Ona teşekkür etmelisin.
Onun hikayesine dikkat etmelisin.
- Daha kibar olmayı denemelisin.
- Daha kibar olmaya çalışmalısınız.
Nerede metroya binmen gerektiğini biliyor musun?
Böyle bir hata yapmaktan kaçınmalısın.
Baharatlı bir şey yememelisin.
Sanırım vitaminler almalısın.
Egzersiz yapmalısın.
Bugün okulda olman gerekmiyor mu?
Yemek yemelisin.
- Utanmalısın.
- Utanmalısınız.
Tom'un sana yardım etmesine izin vermelisin.
Bundan kurtulmalısın.
Bilmiyorum. Tom'a sormalısın.
- Boston'a dönmen gerektiğini düşünüyorum.
- Bana kalırsa Boston'a dönmelisin.
- Bence Boston'a dönmelisin.
- Sanırım Boston'a dönmelisin.
- Bence bir kravat takmalısın.
- Bence bir kravat takmalısınız.
Araç kullanırken yola odaklanmalısın.
- Bunu hatırlamalısın.
- Onu hatırlamalısınız.
Sanırım Boston'a gitmelisin.
Aramalısın.