Examples of using "Dovesse" in a sentence and their turkish translations:
Şiddetli yağmur yağsa bile gideceğim.
Boston'un soğuk olması gerektiğini düşünüyordum.
Eğer çökerse beni ezip geçecektir.
Eğer biri ararsa, 01:00 de geri döneceğimi söyle.
Tom'un dün burada olması gerektiğini düşündüm.
Eğer bir şey olursa lütfen bana bildir.
Bunu yapmak bize düşmüş görünüyordu.
Mahallenizde bir yangın çıkarsa, ne yaparsın?
Tom'un üç haftadır burada olması gerektiğini düşündüm.
Eğer yağmur yağsaydı, maç ertelenecekti.
Yarın yağmur yağarsa golf oynamayacağım.
Tom'un bunu yapması gerekip gerekmediğini bilmiyordum.
Yağmur yağacaktı diye bir şemsiye aldım.
olmasını bekliyoruz.
Bu başınıza gelirse ve buzun içine düşer,
Gerisine ihtiyacın olduğunu düşünüyordum.
Şayet Jason beni ararsa, ona burada olmadığımı söyle.
Eğer Jason beni ararsa, ona evde olmadığımı söyle.
her adımda savaşmasını, mümkün olduğunda karşı saldırıda
Boston'da olman gerektiğini düşündüm.
Şimdi okulda olman gerektiğini düşündüm.
Eğer fikrinizi değiştirmeniz gerekirse bana bildirin.