Translation of "Pesantemente" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Pesantemente" in a sentence and their turkish translations:

- Sto sanguinando pesantemente.
- Io sto sanguinando pesantemente.
- Sanguino pesantemente.
- Io sanguino pesantemente.

Benim kötü bir kanamam var.

- Bevevo pesantemente all'epoca.
- Io bevevo pesantemente all'epoca.

O günlerde çok içiyordum.

Ha piovuto pesantemente.

Şiddetli yağmur yağdı.

Sta piovendo pesantemente.

- Şiddetli yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

Layla beveva pesantemente.

- Leyla çok içti.
- Leyla ağır biçimde içti.

Tom sta sudando pesantemente.

Tom aşırı derecede terliyor.

Tom è pesantemente ferito.

Tom kötü yaralandı.

Stava piovendo pesantemente a Osaka.

Osaka'da şiddetli yağmur yağıyordu.

Andrò anche se piove pesantemente.

Şiddetli yağmur yağsa bile gideceğim.

Sta ancora nevicando piuttosto pesantemente.

Hâlâ oldukça yoğun kar yağıyor.

- L'edificio è stato pesantemente danneggiato dal fuoco.
- L'edificio è stato danneggiato pesantemente dal fuoco.

Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.

Il mio fegato è pesantemente danneggiato.

Benim karaciğerim ağır biçimde hasar görmüştür.

- Ha piovuto pesantemente, quindi il terreno è fangoso.
- Ha piovuto pesantemente, per cui il terreno è fangoso.

Şiddetli şekilde yağmur yağdı bu yüzden saha çamurlu.

Un modello di crescita basato pesantemente sull'INFLAZIONE.

Ağırlıklı olarak enflasyona bel bağlayan bir ekonomik model.

Bill odia che suo padre fumi pesantemente.

Bill babasının çokça sigara içmesinden nefret ediyor.

Prima che Tom incontrasse Mary, beveva pesantemente.

Tom Mary ile tanışmadan önce, çok içerdi.

- Ha iniziato a nevicare pesantemente appena sono sceso dal treno.
- Ha iniziato a nevicare pesantemente appena sono scesa dal treno.
- Iniziò a nevicare pesantemente appena scesi dal treno.

Ben trenden inerken yoğun kar yağışı başladı.

- Tom è un gran bevitore.
- Tom beve pesantemente.

Tom alkolik.

- Andrò anche se dovesse piovere a dirotto.
- Andrò anche se dovesse piovere pesantemente.

Şiddetli yağmur yağsa bile gideceğim.