Examples of using "Fredda" in a sentence and their turkish translations:
Bana biraz soğuk su getirin.
Soğuk mu?
Soğuk su, lütfen.
Bu oda soğuk.
Su soğuk mu?
Su soğuktu.
Su soğuk.
Mayuko soğuk suya daldı.
Soğuk pizzayı seviyorum.
Tom soğuk bir duş aldı.
Ben Soğuk Savaş sırasında doğdum.
Gece soğuktu.
O su çok soğuktu.
Soğuk bir geceydi.
Limonata soğuk.
- Ev soğuk.
- Evin içi soğuk.
O soğuk bir gündü.
Bu pizza soğuk.
Soğuk Savaş devam etti.
Su bugün soğuk.
Pizza soğuk.
Soğuk mu?
Bir bardak soğuk su lütfen!
Bu bira yeterince soğuk değil.
Boston'un soğuk olması gerektiğini düşünüyordum.
Bir bardak soğuk biraya gerçekten minnettar kalırdım.
Bugün Tokyo çok soğuyacak.
Bu bira soğuk değil.
O çok soğuk bir geceydi.
Bira çok soğuk.
Ev çok soğuk.
Tom soğuk pizza bile seviyor.
ne çok sıcak, ne de çok soğuk.
Gölün suyu çok soğuktur.
Soğuk muydu?
Üşümüştüm.
Yaz zamanı soğuk patates yemeyi severim.
Soğuk bir içecek için can atıyorum.
Buradan soğuk hava geldiğini hissedebiliyorum.
Soğuk bir içecek için ölüyorum.
Tom birasını gerçekten soğuk seviyor.
Britanya İtalya'dan daha soğuktur.
Walt, Soğuk Savaş'ın bir ürünüdür.
Urumçi, Kaşgar'dan bile daha soğuk.
Bu çeşmedeki su çok soğuk.
Ben üşüdüm ve ıslağım.
- Soğuk bir günde kimse dışarıda çalışmak istemez.
- Hiç kimse soğuk bir günde dışarıda çalışmak istemez.
Çok soğuk oldu.
Tom onu soğuk sever.
Hava serin.
Elin buz gibi.
- Tom Mary'nin üşütmediğini söyledi.
- Tom, Mary'nin üşümediğini söyledi.
Oda çok soğuk. Ateş söndü.
Aralık ayında soğuk bir gecede öldü.
Oldukça soğuk.
Boston beklediğimden çok daha soğuktu.
Sıcak bir günde soğuk bir bira gibisi yok.
İlk olay, Soğuk Savaş'ın sonuydu.
O buz gibi soğuk.
- Hava gün boyu nemli ve soğuktu, tam bir güz günüydü yani.
- Rutubetli ve soğuk bir gündü; klâsik bir sonbahar günü işte.
Geceleri soğuk havanın alçalacağı bir yer vardır.
Öylesine soğuk bir gündü ki caddede hiç kimse yoktu.
Bir bardak soğuk su sıcak havada çok ferahlatıcıdır.
Gazpacho İspanya'dan bir soğuk domates ve sebze çorbasıdır.
Hava biraz soğuk.
Soğuk olduğunu biliyorum.
Böyle soğuk bir günde dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
Kahire'de soğuk bir gün.
Oldukça soğuk, değil mi?
Arkadaş bulamazsa soğukta tek başına tehlikeli bir gece geçirecek.
1950'ler doğu ve batı arasındaki bir soğuk savaş yoluyla karakterize edilir.
Endülüs valisi olarak atanan Soult, bölgeyi Seville'deki karargahından soğuk bir verimlilikle
Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaşın zirvesinde, Kozmonot
Soğumadan önce çorbanı ye.
Soğuk olduğunda hoşuma gidiyor.
Gece daha da soğudukça... ...vücut işlevlerinin çoğu yavaşlayarak duruyor.
Soğuk Savaş döneminde, bazı hükümet yetkilileri, tasavvur edebileceğiniz en aşırı
Ürkütücü karga çalıdan korkuyor.
Soğuk ve ıslak bir geceydi ve yorgunum. Ama gün doğduğunda yolumuza devam ediyoruz.
Hızlıca kalktı, yüzüne soğuk su serpti, dişlerini fırçaladı ve tıraş oldu.
Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.
Sonbaharda stokladığı yiyecekler de tükenmiş durumda. Soğuk gecede yiyecek araması gerek.
Soğuk Savaş sona ermiş olabilir ama savaş korkusu henüz insanların zihinlerinden kalkmamıştır.