Examples of using "Diffuse" in a sentence and their turkish translations:
O dedikodu hızla yayıldı.
- Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındı.
- Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
Haber bütün Japonya'ya yayıldı.
O söylenti kısa sürede yayıldı.
Başarısızlık korkusu dünyadaki en yaygın korkulardan biridir.
Onun ölüm haberi yayıldı.
Mary Kate'in ebeveynleri hakkında yanlış söylentiler yaydı.
Beyzbol stadyumunun üzerinde büyük bir ışık yayılmıştı.