Examples of using "Sua" in a sentence and their turkish translations:
Sen onun annesi misin?
Bu araba onun.
Annesine ve kız kardeşine bakmak zorunda.
O, onun annesi değil kız kardeşidir.
Odasını kız kardeşi ile birlikte paylaşmak zorunda kaldı.
Kız kardeşini aradı.
Onun evini görüyorum.
Sen onun evini görmek zorundasın.
Onun hikayesine inanıyor musunuz?
Tom kızını halası Mary'ye gönderdi.
Onun resmi nerede?
O, onun kızı.
Onun evi nerede?
Orası onun evi.
O, onun arkadaşıdır.
O onunki.
Odasına girdi.
Onun arabası orada.
İşte onun bir resmi.
Onun bir resmine sahip misin?
Annesi onu aradı.
Annesi onu aradı.
Tom annesinden nefret ediyordu.
Onun odasına girdim.
- Onun kız kardeşini çok severim.
- Onun kız kardeşini çok seviyorum.
Karısı ne dedi?
O elçantasını kaybetti.
O suçunu itiraf etti.
- O, onun teklifini kabul etti.
- Onun teklifini kabul etti.
O, annesini mutlu etti.
O görevini yerine getirdi.
- Onun ailesini tanıyorum.
- Onun ailesini biliyorum.
Ben onun annesini ölü buldum.
O, kız kardeşini benimle tanıştırdı.
O, ailesini terk etti.
O suçunu itiraf etti.
- O, onun teklifini kabul etti.
- Onun teklifini kabul etti.
O, hayatını feda etti.
O kız kardeşini benimle tanıştırdı
Biz onun ölümüne ağıt yaktık.
Ben onun sorusunu önceden tahmin ettim.
Onun teklifini reddetti.
Sözünü tutmadı.
Suçunu itiraf etti.
O, ailesi hakkında konuştu.
- Onun teklifini reddetti.
- Onun önerisini reddetti.
O sözüne sadık kaldı.
Onu kız kardeşinden ayırt edebiliyor musun?
O, arabasını yıkıyor.
Onun kız arkadaşı olmalı.
Tom arabasında uyudu.
O, onun yeni kız arkadaşıydı.
Kız arkadaşını sevmiyor.
Onun ailesi hakkında bir şey biliyor musun?
Ona kız arkadaşı tarafından eşlik edildi.
Tom arabasını yıkadı.
Bu mektupa cevap vermek zorundasın.
Onun sesi seninkinden daha iyi görünüyor.
Cevabını onunki ile karşılaştır.
- Onun bir mektubunu aldın mı?
- Onun mektubunu aldın mı?
Onun annesine söyledin mi?
- Annesi seni arıyor.
- Annesi seni çağırıyor.
Neden onun tarafını tutuyorsun?
Onun kız arkadaşı Romanyalıdır.
O, onun otomobili.
Genellikle arabasında şarkı söyler.
O masumiyetini koruyor.
- Betty annesini öldürdü.
- Betty, onun annesini öldürdü.
O, annesi gibidir.
Onun masasındadır.
O, teyzesine benzer.
- O yetkisini kötüye kullanıyor.
- Yetkisini kötüye kullanıyor.
O, kütüphanesindedir.
O, onun fikrini benimsedi.
Onun fikrini paylaşıyorum.
Onun kız kardeşini çok seviyorum.
O, annesiyle yaşıyor.
O, masumiyeti konusunda ısrar etti.
Onun sadakatini takdir ediyorum.
O, sözünü tutar.
O, annesine yardım etmeli.
Karısı kazada hayatını kaybetti.
O elmasını soyuyor.
O, onun yarasının bakımını üstlendi.
Birasını bitirdi.
Görüşünde ısrar ediyor.