Translation of "Cabina" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Cabina" in a sentence and their turkish translations:

C'era una cabina telefonica lì.

Orada bir telefon kulübesi vardı.

Dov'è la cabina telefonica più vicina?

En yakın telefon kulübesi nerede?

- Ho lasciato il mio ombrello nella cabina del telefono.
- Lasciai il mio ombrello nella cabina del telefono.

- Şemsiyemi telefon kulübesinde unuttum.
- Şemsiyemi telefon kulübesinde bırakmışım.
- Şemsiyem telefon kulübesinde kalmış.

"Abbiamo un incendio nella cabina di pilotaggio!"

"Kokpitte yangın var!"

Uscì dalla stazione e andò in una vicina cabina del telefono.

İstasyondan çıktı ve yakındaki telefon kulübesine girdi.

Tom e Mary sono andati in crociera vicino all'Italia per la loro luna di miele, però la nave è affondata e Tom è annegato nella sua cabina.

Tom ve Mary balayıları için İtalya yakınında vapurla seyahate çıktılar fakat gemi battı ve Tom kamarasında boğuldu.