Examples of using "C'era" in a sentence and their turkish translations:
Ne oradaydı?
İçinde ne vardı?
Ne aşağıdaydı?
Bir not var mıydı?
Tom bile orada değildi.
Her yerde kan vardı.
Her yerde polis vardı.
"Odada biri var mıydı?" Hayır, orada hiç kimse yoktu."
Soğuktu.
Biri vardı.
Bir şey vardı.
Başka bir şey var mıydı?
Orada bir yavru kuş vardı.
Orada bir köprü vardı.
Ürkütücü bir sessizlik vardı.
Şişkinlik yoktu.
Burada bir hapishane vardı.
Burada bir köprü vardı.
O, içeri girdiğinde hava kararmıştı.
Masada kitap var mıydı?
Söylemek istediğin bir şey var mıydı?
Sadece küçük bir sorun vardı.
Kutudaki neydi?
Çok karanlıktı.
Çok fazla trafik var mıydı?
Hava çok rüzgarlı idi.
Müzik yoktu.
Hiç kimse yoktu.
Bir sorun vardı.
Dışarısı soğuktu.
Oradaydı.
Bir açıklama vardı.
Müzik vardı.
Zaman yoktu.
Bağlantı var mıydı?
Bir sürü insan oradaydı.
Çok fazla trafik vardı.
- Evde kimse yoktu.
- Evde hiç kimse yoktu.
Odada hiç kimse yoktu.
Bahçede kimse yoktu.
Odada birkaç çocuk vardı.
Söylenecek hiçbir şey yoktu.
Onları durdurmanın imkanı yoktu.
Buzdolabında dondurma vardı.
Onu gizlemenin hiçbir yolu yoktu.
O gece bir fırtına vardı.
Yapmamı istediğin başka bir şey var mıydı?
Termostatta sorun çıkmıştı.
- Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- Hepimize yetecek kadar yiyecek vardı.
Bu yüzden bu tam bir başkaldırıydı.
Kuvvetli bir rüzgar vardı.
Lanet olası bir ruh yoktu.
Çok kan vardı.
Oda karanlıktı.
Odada kimse var mıydı?
Tam bir sessizlik vardı.
İnternet yoktu o zaman.
Görmek için ne vardı?
Hava dayanılmaz sıcaktı.
Orada hiç kimse yoktu.
Orada başka biri de vardı.
Hiç banyo yoktu.
Başka bir sorun vardı.
Ayrıca başka bir nedeni vardı.
Çok trafik yoktu.
Yaygın bir korku vardı.
Toplantıda bir heyecan havası vardı.
Odada hiç kimse yoktu.
Dün hiç rüzgar yoktu.
Bir zamanlar burada bir köprü vardı.
Onunla birlikte başka bir adam vardı.
Onunla birlikte başka bir adam vardı.
Orada ondan başka hiç kimse yoktu.
O orada değildi.
O orada değildi.
Kırk gün yetecek kadar yiyecek vardı.
Hava sıcaktı, bu yüzden fanı açtım.
Daniel Webster'da oradaydı.
Hâlâ karanlıkken kalktım.
Evde çok yiyecek vardı.
Kuyuda hiç su yoktu.
Odada birçok mobilya vardı.
Orada büyük bir kalabalık vardı.
Çünkü bol su var.
Korkunun bir anlamı vardı.
Parkta kimse yoktu.
- Evde kimse yoktu.
- Kimse evde değildi.
Plajda hiç kimse yoktu.
Orada bir telefon kulübesi vardı.
Kutunun içindeki neydi?
Konuşmaya gerek yoktu.
Dün akşam çok soğuktu.
Ne yanlıştı?