Examples of using "Lasciai" in a sentence and their turkish translations:
Onun gitmesine izin verdim.
Ben onların konuşmasına izin verdim.
Ben onu kazandırdım.
Ben onun konuşmasına izin verdim.
Ben onun konuşmasına izin verdim.
O akşam bahşişimi masada başaşağı bıraktığım bir kahve fincanının altına bıraktım.
Tom'u geride bıraktım.
Kediyi içeri aldım.
Beni öpmelerine izin verdim.
Onun beni öpmesine izin verdim.
Tom'un araba sürmesine izin vermedim.
Ona arabamı sürdürdüm.
Ülkeden ayrıldım.
Şapkamı bir uçakta bıraktım.
Onun için bir mesaj bıraktım.
Kapıyı açık bırakmadım.
Onlar için bir mesaj bıraktım.
Onun için bir mesaj bıraktım.
Tom'a üç mesaj bıraktım.
Ben parayı onun emrine bıraktım.
Bir sürü iyi arkadaşımı Boston'da bıraktım.
Öğleye kadar onun uyumasına izin verdim.
Öğleye kadar onun uyumasına izin verdim.
Onun, benim divanımda uyumasına izin verdim.
Onun, benim kanepemde uyumasına izin verdim.
Ben pasaportumu bir yere bıraktım.
Şemsiyemi trende bıraktım.
Cüzdanımı evde bıraktım.
Ben onlara birkaç mesaj bıraktım.
Ona birkaç mesaj bıraktım.
Anahtarlarımı ofiste bıraktım.
Onların eve erken gitmesine izin vermedim.
Anahtarımı odamda bıraktım.
Tom'un erkenden eve gitmesine izin vermedim.
Hesap makinemi masamda bıraktım.
Tom'a birkaç mesaj bıraktım.
Köpeği bütün gün dışarıda bıraktım.
Tren istasyonundan ayrıldığımda bir adam gördüm.
Onun geceyi evimde geçirmesine izin verdim.
- Şemsiyemi telefon kulübesinde unuttum.
- Şemsiyemi telefon kulübesinde bırakmışım.
- Şemsiyem telefon kulübesinde kalmış.
Kız kardeşime yeni bilgisayarımı kullanmasına izin verdim.
- 2.30'da Tom'un evinden ayrıldım.
- Tom'un evini saat 2.30'da terk ettim.
- Tom'un evinden saat 2.30'da ayrıldım.
Onun eve erken gitmesine izin vermedim.
Sonunda vazgeçtim.