Translation of "Armi" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Armi" in a sentence and their turkish translations:

- Avevano delle armi.
- Loro avevano delle armi.

Onların silahları vardı.

- Non ho armi.
- Io non ho armi.

Hiç silahım yok.

Alle armi!

Silahlara!

- Dammi le tue armi.
- Mi dia le sue armi.
- Datemi le vostre armi.

Silahlarını bana ver.

- Sei ancora alle prime armi!
- Tu sei ancora alle prime armi!
- È ancora alle prime armi!
- Lei è ancora alle prime armi!
- Siete ancora alle prime armi!
- Voi siete ancora alle prime armi!

Sen hâlâ dünkü çocuksun.

- Non sono state scoperte armi.
- Non furono scoperte armi.

Hiçbir silah keşfedilmedi.

- Hanno nascosto le loro armi.
- Nascosero le loro armi.

Silahlarını sakladılar.

armi più sofisticate,

Con armi chimiche.

Üstelik kimyasal silahla.

Hanno delle armi.

Onların silahları var.

- La polizia ha abbassato le armi.
- La polizia abbassò le armi.

Polisler silahlarını indirdi.

- Tom ha nascosto le sue armi.
- Tom nascose le sue armi.

Tom silahlarını sakladı.

Dove sono le armi?

Silahlar nerede?

- Bush non vuole testare delle nuove armi.
- Bush non vuole testare nuove armi.

Bush, yeni silahlar test etmek istemiyor.

O imbracciano addirittura le armi.

Hatta bazen silahlanıyorlar bile.

L'esportazione di armi era proibita.

- Silahların ihracatı yasaklandı.
- Silah ihracatı yasaklanmıştı.

Che tipi di armi avevano?

Onların ne tür silahları var?

L'esercito era pieno di armi.

Ordunun çok silahı vardı.

Le armi sono proibite qui.

Burada silah yasaktır.

- Le uova possono essere usate come armi.
- Le uova possono essere utilizzate come armi.

Yumurta silah olarak kullanılabilir.

- Il trattato bandisce l'utilizzo di armi chimiche.
- Il trattato vieta l'utilizzo di armi chimiche.

Antlaşma, kimyasal silah kullanımını yasaklar.

Guerra e diffusione di armi nucleari.

savaş ve nükleer silahların yayıldığını okuyoruz.

Le truppe erano piene di armi.

Askerlerin bol miktarda silahları vardı.

I soldati avevano armi più potenti.

Askerlerin daha güçlü silahları vardı.

- I soldati vengono addestrati a usare le armi.
- I soldati vengono addestrati a utilizzare le armi.

Askerler silahları kullanmak için eğitilirler.

Portate qui la pace o le armi?

Barış mı yoksa savaş mı getirirsin?

E si contavano più di 10.000 armi nucleari.

ve 10 binden fazla nükleer silah vardı.

E si contavano più di 60.000 armi nucleari.

ve 60 binden fazla nükleer silah.

Il karate è un'arte di difesa senza armi.

Karate silahsız bir savunma sanatıdır.

Tom ha rifiutato di andare sotto le armi.

Tom, orduya katılmayı reddetti.

È contro la legge portare con sé armi.

Silah taşımak hukuka aykırıdır.

Tom è un esperto di armi da fuoco.

Tom bir ateşli silahlar uzmanı.

- Ken abbassò le sue armi.
- Ken abbassò le braccia.
- Ken ha abbassato le braccia.
- Ken ha abbassato le sue armi.

Ken kollarını indirdi.

Se hanno grosse pinze, quelle sono le loro armi.

Büyük pençeleri varsa, silahları odur.

Le armi nucleari sono una minaccia per tutta l'umanità.

Nükleer silahlar tüm insanlık için bir tehdittir.

Hanno combattuto una battaglia ad armi pari con il nemico.

Onlar düşmanla adil bir savaşla savaştı.

Il mercato nero delle droghe e delle armi è molto ampio.

Uyuşturucu ve silahın karaborsası çok geniştir.

Molte nazioni hanno firmato un trattato per eliminare le armi nucleari.

Birçok ülke nükleer silahları ortadan kaldırmak için bir antlaşma imzaladı.

Le armi segrete del bradipo sono lo stomaco, diviso in quattro camere,

Tembel hayvanların gizli silahı dört bölmeli bir mide

Perché il governo degli Stati Uniti permette alle persone di avere delle armi?

- Neden ABD hükümeti insanların silah sahibi olmalarına izin veriyor?
- Neden ABD hükümeti insanların silah almalarına izin verdi?

Gli Stati Uniti stanno richiedendo un embargo sulle armi contro i trasgressori del trattato.

ABD anlaşmayı ihlal edenlere karşı bir silah ambargosu çağrısında bulunuyor.

Con una reputazione temibile e armi frutto di secoli di evoluzione. È rapida, aggressiva e molto velenosa,

gelişmiş bir cephaneye sahip, kâbus gibi bir yaratıktır. Hızlı, agresif ve son derece zehirlidir

Con loro c'era l'astronauta alle prime armi Roger Chaffee, un ex pilota di aerei spia che ha volato in

Onlarla birlikte , Küba Füze Krizi sırasında keşif görevlerinde

Barack Obama punta a un divieto internazionale sulle armi nucleari, ma non è contro di loro in tutte le guerre.

Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.