Examples of using "Sue" in a sentence and their turkish translations:
Yakında ondan haber alacaksın.
Bu kalemler onun.
Şu fotoğraflar onun.
O beni Sue'ya tanıttı.
O acılarını abarttı.
İstifasını sundu.
Onun şikâyetlerinden bıktım.
Onun şarkılarını sever misin?
Cevaplarını onunkiyle karşılaştır.
Anlatacaklarını dinlemen gerek.
Umutları söndü.
Onun taleplerini karşılarım.
Bu ayakkabılar onun.
Bu ayakkabılar onun.
Onun parmakları titriyordu.
O, hatalarını kabul etti.
Onların hepsi onun şakalarına güldü.
Onun sözlerinden kuşkulanıyorum.
omuzlarına düştü .
O her zaman sözünü tutar.
Yanakları kızardı.
Kendi sözlerinden pişman olacak.
- O her zaman sözlerini tutar.
- O, sözlerini her zaman tutar.
O, taleplerinde makuldür.
O bizi partilerine davet ediyor.
Tom kimliğini gösterdi.
O sözlerinde samimidir.
Tom anahtarlarını aldı.
O, duygularını belli etmez.
Tom ayakkabılarını kaybetti.
Tom silahlarını temizledi.
Tom silahlarını sakladı.
Tom giderlerini hesapladı.
Tom günlük ev işlerini yaptı.
Onun sorularıyla kafam çok karıştı.
Askerlerine şöyle dedi:
Onun sözleri anlamsız.
- Onun şakalarından hoşlanmıyorum.
- Onun esprilerinden hoşlanmıyorum.
Onun bütün cümleleri kısadır.
Tom bilgisini nasıl alır?
Onun sözleriyle cesaretlendirildim.
Onun esprileri mantıklı değil.
Onun dersleri korkunç sıkıcı.
Her dilin özellikleri vardır.
O, işlerini sıraya koydu.
O, bacaklarının kontrolünü kaybetti.
Mary bütün bebeklerini bağışladı
Umudu hakkında sana ne söyledi.
Tom'un anahtarlarını bulmasına yardım eder misin?
Ben hâlâ ondan haber almadım.
İki damla gözyaşı onun yanaklarından aşağıya düştü.
O zamandan beri ondan haber almadım.
Geçen yıldan beri ondan haber almadık.
Onun sözleri onu kızdırdı.
Sözleri bana umut verdi.
Sue ve John evlenmeye karar verdiler.
Ona arkadaşları tarafından Ted denilirdi.
Ben onun için ayakkabılarını cilaladım.
Ben onun için ayakkabılarını cilaladım.
Tom anahtarlarını kontakta bıraktı.
Tom anahtarlarını bana bıraktı.
O, bütün oyuncak bebeklerini başkalarına verdi.
Cevaplarından emin görünmüyordu.
Onun kollarının sıcaklığını hatırlıyorum.
- Tom sözünü sakınmadı.
- Tom lafını esirgemedi.
- Tom lafı dolandırmadan söyledi.
Onun şikâyetlerini dinlemekten usandım.
Onun bütün şikâyetlerinden bıktım.
Tom duygularını kontrol etmeye çalıştı.
Onun babası kollarında öldü.
Siz onun kızlarısınız.
İki kız kardeş birbirleriyle sürekli kavga ediyorlar.
Ondan haber almaya özlüyordu.
Onun fikirleri çılgınca görünüyor.
Onun görüşleri değişkendir.
Becerisine güveniyor.
Onun ayakkabıları kahverengidir.
Yanakları kırmızıydı.
Onun fikirleri delice.
Onun elleri boştu.
Onun çorapları gridir.
Onun hareketleri beni şaşırtıyor.
Biri ondan haber aldı mı?
Onun hareketleri boşunaydı.
Onun cümleleri nerede?
Onun izini kaybettim.
Onun bacakları uzun.
Onun eylemleri beni rahatsız ediyor.
Sue Amerikalı bir öğrenci.
Onun tırnakları kırmızıdır.
Onun kelimelerini anladın.
Tom vergilerini öder.
Onun dudakları hararetliydi.
Tom'un anahtarlarını nereye koyduğunu biliyor musun?
Onun Berberi dilindeki bütün cümlelerini çevirdim.
Ondan henüz haber almadım.