Examples of using "Avevano" in a sentence and their turkish translations:
Onlarda var mıydı?
Sıcaklamışlardı.
Onlar açtı.
- Onlar haklıydı.
- Haklıydılar.
Onlar haklı mıydı?
Onlar korktular.
Onların bir şeyi yoktu.
- Herkes açtı.
- Herkesin karnı açtı.
Onlar senden korktular.
Onların sana ihtiyacı vardı.
Onlara ihtiyaçları vardı.
Onlar korkmadılar.
Onların silahları vardı.
- Onların hiçbir hakkı yoktu.
- Onların hakları yoktu.
Onların bir görevi vardı.
Onlar son derece açtı.
Onların bulantısı vardı.
- Onların yedi çocukları vardı.
- Onların yedi çocuğu vardı.
- Onların yedi çocuğu oldu.
Onların farklı fikirleri vardı.
Onların paraya ihtiyacı vardı.
Birlikte sekiz çocukları oldu.
Ebeveynlerin haklıydı.
Onların harika hayatları vardı.
Onların paraya ihtiyacı vardı.
- Onların yere ihtiyacı vardı.
- İlişkilerine ara verme ihtiyacı hissettiler.
Onların yardıma ihtiyacı vardı.
Yalnız kalmaya ihtiyaçları vardı.
Onlar duygularını paylaştılar.
Onlar korktuklarını söyledi.
Onların hiç parası kalmamıştı.
Onların yeteri kadar altını yoktu.
Hatalı olduklarını fark ettiler.
Bitirdiklerini söylediler.
Onların paraya ihtiyaçları yoktu.
Artık yetmişti.
Onların nitelikleri yoktu.
Hiç gülleri yoktu.
Seni uyardılar.
Ona ne yaptıklarını biliyordum.
Senin için büyük planları vardı.
Onlar yollar ve köprüler yaptılar.
Kendilerini süslemeye başladılar.
Onu herkes hissetti.
Haklı olduklarını biliyorlardı.
Tom ve Mary'nin farklı düşünceleri vardı.
Onların alternatif enerji kaynakları yoktu.
Onların, komutanları hakkında bazı şüpheleri vardı.
Sıla hasreti çektiklerini söylediler.
beni mahvediyordu.
Büyük köpekten korkmuşlar.
Onların ne tür silahları var?
Onların yeterli paraları yoktu.
Bazı çocukların balonları vardı.
Onların evlenme planları vardı.
Onların bir doktora ihtiyacı vardı.
Bu çocuklar kaç yaşındaydı.
Taraftarları korkuyorlardı.
Tom ve Mary haklıydı.
Şu iki çocuk aynı yaştaydı.
Ailemin çok parası yoktu.
Onlar bir şey yapmak için çok korktular.
Ülkenin liderlerinin hiçbir seçeneğim yoktu.
Devlet başkanına yalnızca yüksek memurlar ulaşabiliyordu.
Askeri bütçeyi artırmayı amaçladılar.
Herkese aç olup olmadıklarını sorduk.
Tom herkesin bir silahı olduğunu söyledi.
çünkü ya bunu bizzat tecrübe etmişlerdi
...biz aşağıda South Col kampındaydık.
Onlar 12:00'de ziyafet verdiler.
Yemek için fazla yiyecekleri yoktu.
Tom ve Mary'nin üç çocuğu vardı.
Birçok Amerikalı'nın işi yoktu.
Askerlerin daha güçlü silahları vardı.
Ebeveynler gelecek hakkında umutluydu.
Kurumlarımız tekrar işliyorlardı.
Çocuklarımız tekrar gülümsüyordu,
İki çocuk aynı yaştalardı.
Çocukların çoğunun kıyafeti yoktu.
Sami ve Leyla, Kahire'de öğle yemeği yediler.
Büyük ebeveynlerimin Boston'da bir evleri vardı.
Onların mutlu olmak için iyi bir sebebi vardı.
Tom ve Mary ihtiyaçları olan her şeyi aldılar.
Simone'a ve bana uzman görüşü sunuldu.
Korsanların teslim olmaktan başka seçenekleri yoktu.
Kadınların oy kullanma hakkı yoktu.
1999'da herkes Y2K hatasından korkuyordu.
Kuşlar açtı.
Tom ve Mary'nin konuşacak çok zamanı vardı.
John ve Mary'nin o önemli mesele hakkında farklı fikirleri vardı.
Konser biletlerini alacak paraları yoktu.
Bu bizim hakkımızda değildi gerçekten.
Test ettikleri şeyleri ve buldukları ilginç sonuçları
ve mektuplarla, yorumlarla, maillerle cevap vermişlerdi.
Diğer tüm fikirler, daha büyük kusurlara sahiplerdi.
Politikayı uygulayan kişilerin
stabil para birimlerinin olmasının olduğunu söyledim. Alman Markı.
- Kızlar değil ama erkekler korkuyordu.
- Kızlar korkmuyordu ama erkekler korkuyordu.