Examples of using "Szerencsére" in a sentence and their turkish translations:
Neyse ki başaramadı
Neyse ki tam da bunların ortasında
Şansa ihtiyacım yok.
Neyse ki şişlik dağılmaya başladı
Neyse ki, böyle bir şey var:
Neyse ki şansılıydım ve benim çılgınca fikirlerimi
Fakat, şükürler olsun ki bir çözüm var.
Ama neyse ki gerek kalmadı.
Şansa ihtiyacım olmayacak.
Allah'tan kimse yaralanmadı.
Allah'tan kimse ölmedi.
Allah'tan kimse boğulmadı.
Neyse ki kimse vurulmadı.
Neyse ki, hava iyiydi.
İyi ki kimse ıslanmadı.
Neyse ki bu durum çok uzun sürmedi
Neyse ki kazada ölmedi.
Neyse ki Tom'un hiç iç yaralanması yoktu.
Neyse ki Tom hayatta kalanlar arasındaydı.
Neyse ki iyi bir iş buldum.
Şanslıyız ki bazı topluluklar tam da bunu yapıyor.
Neyse ki birkaç ay önce, 2018'de
Neyse ki, toprak bozunması ve iklim değişikliği olan
Neyse ki, köpekbalığı ısırığı herhangi bir büyük artere isabet etmedi.
Şansımıza, Newark şehri Newarklıların daha iyisini hak ettiğine karar verdi
Neyse ki istenmeyen gebelik oranı son birkaç yıl içerisinde
Sokulacak olursa ölebilir. Ama neyse ki arılar saldıramayacak kadar üşüyor.