Translation of "Élve" in Turkish

Élve temették el.

- O canlı gömüldü.
- Canlı canlı gömüldü.

Sohasem fogtok el élve!

Beni asla canlı ele geçiremeyeceksin!

Élve fogtak el egy oroszlánt.

Onlar bir aslanı canlı yakaladı.

- Mária volt az utolsó, aki élve látta Tomot.
- Mária volt az utolsó, aki Tomot élve látta.

Mary, Tom'u canlı gören son kişiydi.

Ha szeretnél innen élve kijutni, hallgass rám!

Buradan canlı çıkmak istiyorsan beni dinle.

Már azt hittem, sosem látlak többet élve.

Seni tekrar canlı görmeyeceğimi düşünüyordum.

Nem Tom volt az utolsó ember, aki élve látta Marit.

Tom, Mary'yi hayatta gören son kişi değildi.