Examples of using "Látta" in a sentence and their turkish translations:
Tom onu gördü.
Tom onu gördü.
Bunu herkes gördü.
Tom zaten onu gördü.
Bunu henüz kimse görmedi mi?
Başka biri onu gördü mü?
Tom bunu gördü mü?
Hiçbirimiz onu görmedik.
Biri Tanrı'yı gördü mü?
Tom onu gördü.
Tom, Mary'yi gördü.
Tom onları gördü.
Tom onu tahmin etti.
O, onun bir resim çizişini izledi.
O onu asla görmedi.
Tom'u hiç kimse görmedi.
Tom onu görmüş olabilir.
Tom onları öpüşürken gördü.
Kimse Tom'u görmedi mi?
Biri onun olduğunu gördü.
Son zamanlarda Tom'u gören oldu mu?
Kız da bunu gördü.
Tom ne olduğunu gördü.
Tom Mary'nin gülümsediğini gördü.
Otobüs şoförü yayayı görmedi.
1812 savaşın gidişatını gördü.
O zamandan beri onu kimse görmedi.
O, gerçekten kazayı görmedi.
Kimse onu bir daha hiç görmedi.
Sen de onu Tom'un gördüğünü düşünüyor musun?
Herkes ne olduğunu gördü.
Tom Mary'nin meşgul olduğunu gördü.
Sanırım Tom onu zaten gördü.
Sadece Tom hayaleti görebilir.
O hiç deniz görmedi.
Bir daha babasını hiç görmedi.
Tom, Mary'yi John'la dans ederken gördü.
O zamandan beri onu hiç kimse görmedi.
Herhangi biri onları görmedi mi?
Tom ebeveynlerinin tartıştıklarını gördü.
Sizlerden biri arabamın anahtarlarını gördü mü?
Jill filmi Ken ile izledi.
Jim'den başka onu gören biri var mı?
O, adamı tanıdığını kanıtladı.
Tom Mary'nin evini uzaktan görebiliyordu.
Tom, Mary'nin düştüğünü gördü.
Tom henüz Mary'yi görmedi.
Aslında hiçbirimiz onun olduğunu görmedik.
O hiç okyanus görmedi.
Tom benim Mary'ye biraz para verdiğimi gördü.
Tom Mary'nin dans ettiğini asla görmedi.
Tom durduğu yerden Mary'yi görebiliyordu.
Onun iş bitmeden çıktığını gördü.
Mary, Tom'u canlı gören son kişiydi.
Onu ilk kez nerede gördün? Askerî bir operasyon sırasında
Adam kendi oğlunun ölümünü izledi.
Tom Mary'yi hiç çıplak görmedi.
Tom Mary'nin çok acı içinde olduğunu görebiliyordu.
Tom Mary'yi duyabiliyordu, ama onu göremiyordu.
Tom, herkesin onu gördüğünden emindi.
Tom bu yeri hiç görmedi.
Umarım kimse senin bunu yaptığını görmedi.
Tom, Mary'yi hiç dans ederken görmediğini söylüyor.
Umarım kimse benim Tom'u öptüğümü görmedi.
Ormandaki bu parlak yeni şeyi fark etti.
Büyük bir hareket görüp biraz korkuyor, sonra bakıp "Oymuş." diyordu.
Yumurtalara sifonuyla oksijen veriyor, onlara göz kulak oluyordu.
Tom dün görünmez adamı gördüğünü söyledi.
Fred, Zürih üzerinde uçan uçağı gördü.
Tom, Mary'yi o kadar kızgın görmemişti.
Hiçbirimiz Tom'un onu yaptığını görmedik.
Tom bana Mary'yi öpen birini gördüğünü söyledi.
Tom, herkesin Mary'yi gördüğünden emindi.
Dan, Matt ve Linda'yı birlikte uyurlarken gördü.
Tom bana Mary'yi en son gördüğünde tanıyamadığını söyledi.
- Tom Mary'nin ağladığını görebilir.
- Tom, Mary'nin ağladığını görebiliyordu.
Tom'un henüz bunu görmediğinden oldukça eminim.
Tom, Mary'yi hayatta gören son kişi değildi.
Tom ve Mary hiç kimsenin onları görmediğini umuyordu.
O, daha önce asla New York'u görmedi, bu yüzden ona etrafı gezdirmeyi önerdim.
Tom pencereden dışarı baktı ve Mary'nin köpeğiyle oynadığını gördü.
Tom Mary'nin ne kadar üzgün olduğunu gördü ve daha fazla bir şey söylememeye karar verdi.
Ve o konuşurken uzun pelerinini attı ve herkes onun kraliçe olduğunu gördü.
- Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
- Hiç Tokyo Kulesini gördün mü?
Tom uyandığında yangın çıktığını ve ayrıca şimdi tamamen yalnız olduğunu gördü. Tek ses esintiyle sallanan bambunun hışırtısıydı.