Translation of "Aki" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Aki" in a sentence and their turkish translations:

aki labdázik.

top oynayan çocuğu ile birlikte.

- Aki keres, az talál.
- Aki keres, talál.

- Arayan bulur.
- Kim ararsa, bulur.

- Aki tudja, az nem beszél, aki beszél, az nem tudja.
- Aki tud, nem beszél, aki beszél, nem tud.

Bilen konuşmaz, konuşan bilmez.

aki bátran cselekszik.

eylemlerde gözü pek olan kadından.

Aki életben van,

Eğer hayattaysanız

aki olvasni próbál,

O kişi bir kitap okumaya çalışıyor

Aki akarja, megkaphatja.

- İsteyen alabilir.
- Kim istiyorsa onun olabilir.

- Tomi az, aki nem érti.
- Tom az, aki értetlenkedik.

Anlamayan kişi Tom.

- Én voltam az, aki javasolta.
- Én voltam, aki azt javasolta.

Bunu öneren kişi bendim.

- Van egy bátyám, aki doktor.
- Van egy öcsém, aki doktor.

Doktor olan bir erkek kardeşim var.

aki ezt "fiktív álomnak"

bunu "kurgusal rüya" veya "kurgunun rüyası" olarak

aki fel mer szólalni,

cesurca ne düşündüğünü açıkça söyleyen

aki felajánlotta, hogy körbevezet.

Bana etrafı gezdirip gösterdi.

aki ezt lehetővé tette.

O vesile olmuş.

aki alig lát valamit.

...hareket edemeyecek kadar kör.

aki nagyobb és vakmerőbb.

Daha büyük, daha cesur.

De van, aki nem.

Ama hepsi değil.

Aki valaha nevelt növényt,

Bitki yetiştirmiş herkes

Aki nagyratörőnek érzi magát,

Eğer gerçekten hırslı hissediyorsanız,

Küldök valakit, aki elhoz.

Seni alması için birini gönderiyorum.

Aki kíváncsi, hamar megöregszik.

- Fazla merak iyi değildir.
- Kediyi merak öldürür.

Van barátom, aki ismeri.

Onu bilen bir arkadaşım var.

Én vagyok, aki megmentett.

Seni kurtaran kişi benim.

Tom az, aki csinálja.

Tom bunu yapan kişi.

Mint aki felépít egy érvrendszert,

argüman topluyormuşum,

Aki taxisofőr akar lenni Londonban,

Eğer Londra'da bir taksi sürücüsü olmak istiyorsanız

aki lehetetlen próbákat állt ki,

imkansız denemelere katlanmış

Mindannyian ismerünk olyant, aki beleroppant.

Kalbi kırık olan insanları biliyoruz.

Találok egyet, aki szerint nem."

doğru değil diyen birini bulabilirim."

aki egyszerűen mindent megadott nekem.

bana her şeyi veren kişi.

aki a digitális technológiáról és

onlara dijital teknoloji dersi veriyor,

aki láthatóan szenvedett élete nehézségeitől,

acısını çekmekte olan bu kıza yardım etmek yerine...

aki nyitott az őrült ötleteimre.

uygulamaya sıcak bakan biri için çalışıyordum.

Én vagyok az, aki téved.

Hatalı olan benim.

Úgy beszélek, mint aki szerelmes?

Âşık gibi görünüyor muyum?

Szüksége volt valakire, aki megérti.

Onu anlayacak birine ihtiyacı vardı.

Van egy barátom, aki pilóta.

Benim pilot olan bir arkadaşım var.

Tom az egyetlen, aki túlélte.

- Tom hayatta kalan tek kişi.
- Tek sağ kurtulan Tom.

Aki kutyákkal alszik, bolhákkal ébred.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.

Aki sokat tud, sokat téved.

Çok bilen çok yanılır.

Tom volt az, aki megütött.

Bana vuran kişi Tom.

Olyanra van szükségünk, aki jó.

Bizim iyi birine ihtiyacımız var.

Nem tudod megváltoztatni, aki vagy.

Kim olduğunu değiştiremezsin.

Keresek valakit, aki beszél portugálul.

Portekizce konuşabilen birini arıyorum.

Keress valakit, aki tud franciául.

Lütfen Fransızca konuşan birini bulun.

Ki volt az, aki hívott?

Beni arayan kimdi?

Aki barátra talál, kincset talál.

Bir arkadaş bulan bir hazine bulur.

Aki hibázik, viselje a következményeket.

Hata yapan sonuçlarına katlanır.

Ismerek valakit, aki beszél latinul.

Latince konuşan bir adam tanıyorum.

Keresek valakit, aki beszél németül.

Almanca bilen birini arıyorum.

Tom volt az, aki felhozta.

Konuyu açan Tom'du.

Aki fennhordja az orrát, megszégyenül.

Gurur bir düşüşten önce gider.

- Van valaki, aki tud autót vezetni?
- Van itt valaki, aki tud autót vezetni?

Araba sürebilen biri var mı?

- Mindenki nevetett.
- Mindenki kacagott.
- Röhögött mindenki.
- Derült, aki csak volt.
- Kacagott, aki csak élt.

Herkes güldü.

- Ő az utolsó, aki a barátait elárulná.
- Ő az utolsó, aki elárulná a barátait.

O, arkadaşlarına ihanet edecek son kişidir.

- Aki engem szeret, szereti a kutyámat is.
- Aki szeret engem, a kutyámat is szereti.

Kim beni severse, aynı zamanda köpeğimi de sever.

- Tominak van egy barátja, aki Bostonban lakik.
- Tomnak van egy barátja, aki Bostonban lakik.

Tom'un Boston'da yaşayan bir arkadaşı var.

- Megtalálom a személyt, aki ezt tette.
- Meg fogom találni a személyt, aki ezt tette.

Bunu yapan kişiyi bulacağım.

Olyannak, aki érzékeny a nők problémáira,

Bilirsiniz işte kadınlara karşı duyarlı

aki addig még nem járt itt.

açıklamak zorunda kalana kadar.

Csomó ember van, aki szerethet minket,

Bizi sevecek bir sürü insan

aki valaha Emmyt nyert főszereplő kategóriában.

12 yıl geçti.

Valakire, aki új esélyt ad nekik,

onlara bir şans daha verecek kişileri bekliyorlar,

De van, aki levágja a kerülőket.

Kimisiyse daha direkt bir rota tercih ediyor.

Ismerek egy férfit, aki inkább meghalna,

Bir erkeğin, başkasının kalbini

aki az Olympusról megkongatta a vészharangot.

Michael Woodford gibi itirafçılar var.

aki azt az ajándékgazdaság részének tekinti.

hediye ekonomisinin bir parçası olarak görüyor.

Mindenki, aki templomba jár, hisz Istenben.

Kiliseye giden kimse Tanrı'ya inanır.

Mary olyan lány, aki kellemes beszélgetőpartner.

Mary konuşması hoş olan bir kızdır.

Hozhatsz magaddal bárkit, aki jönni akar.

Gelmek isteyen herkesi getirebilirsin.

Beszélhetek-e valakivel, aki ért japánul?

Japonca konuşan biriyle konuşabilir miyim?

Van valaki, aki tudna nekem segíteni?

Bana yardım edebilecek biri var mı?

Szükségünk van valakire, aki tud segíteni.

Bize yardımcı olacak birine ihtiyacımız var.

Sok barátom van, aki Bostonban él.

Boston'da yaşayan çok arkadaşım var.

Sok barátom van, aki beszél eszperantóul.

Esperanto konuşan birçok arkadaşım var.

Tom volt az, aki segített Marinak.

Tom Mary'ye yardım eden kişi.

Van itt valaki, aki beszél angolul?

İngilizce konuşan biri var mı?

Keresnem kell valakit, aki segít nekem.

Bana yardım edecek birisini bulmam gerekiyor.

Van egy barátom, aki Angliában él.

İngiltere'de yaşayan bir arkadaşım var.

Van sok barátom, aki segít nekem.

Bana yardım edecek birçok arkadaşım var.

Ismerek valakit, aki jól beszél franciául.

Fransızcayı iyi konuşan birini tanıyorum.

Azt részesítem előnyben, aki szeret engem.

Ben beni seveni tercih ederim.

Szükséged van valakire, aki segít, igaz?

Sana yardım edecek birine ihtiyacın var, değil mi?

Kell nekem valaki, aki tud franciául.

Fransızca konuşabilen birine ihtiyacım var.

Hány emberről tudsz aki beszél franciául?

Fransızca konuşabilen kaç kişi tanıyorsun?

Tom volt az, aki segített nekem.

Bana yardım eden kişi Tom'du.

Nem Tom az egyetlen, aki éhes.

Aç olan yalnızca Tom değil.

A fiú, aki könyvet olvas, John.

Bir kitap okuyan çocuk John'dur.

Keresek valakit, aki majd segít nekünk.

Bize yardım edecek birini bulacağım.

Van egy fivére, aki Tokióban él.

Onun Tokyo'da yaşayan bir erkek kardeşi var.

Ő az, aki ténylegesen érdekli Marit.

O, Mary'nin gerçekten ilgilendiği kişi.

Keresünk valakit, aki folyékonyan beszél franciául.

Fransızca'da uzman birisini arıyoruz.

Van egy barátom, aki szeret engem.

Beni seven bir arkadaşım var.

Mindenkit lelövök, aki kételkedik az irgalmasságomban.

Merhametimden şüphe edeni vururum.

Aki szemedben hízeleg, hátad mögött megmar.

Seni yüzüne karşı pohpohlayan seni arkandan ısırır.

Úgy nézel, mint aki kísértetet látott.

- Az önce bir hayalet görmüş gibi gibisin.
- Az önce bir hayalet görmüş gibisiniz.

Az nevet legjobban, aki utoljára nevet.

Son gülen iyi güler.

Nem láttam senkit, aki írt volna.

Birini yazarken görmedim.

A lány, aki zongorázik, a nővérem.

- Piyano çalan kız kız kardeşimdir.
- Piyano çalan kız kardeşimdir.