Examples of using "Verhältnis" in a sentence and their turkish translations:
Onun patronuyla bir ilişkisi vardı.
Onunla dostça ilişkiler içindedir.
Teyzemle özel bir ilişkim var.
Okulundaki öğrenci / öğretmen oranı nedir?
Tom daha iyi bir iş-yaşam dengesine ulaşmak istiyor.
Kuzey veya güneyindeyse... ...mevsimler değiştikçe bu denge bozulur.
Suda 1/10 oranında seyreltilmiş idrar mükemmel bir gübredir.
İş ve kişisel yaşam arasında bir dengeye nasıl ulaşabiliriz?
Aramızda yıllarca zaman bir mesafe oluştu. Yani zaman ile mesafe arasında bir orantı var
Bill Clinton Monica Lewinsky ile olan ilişkisini açıklamak isterken muğlak bir dil kullandı.
Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.
Yani bu durumda biz şunu diyebiliriz aslında. Zamanla mesafe arasında bir orantı vardır diyebilir miyiz?
Onların komşularıyla arası iyi.