Examples of using "Erreichen" in a sentence and their turkish translations:
Ben ona ulaşamam.
Ne başarmayı umuyordun?
Neyi başarabiliriz ki?
Bunu,
Tom'la iletişime geçebildin mi?
Ben en üst rafa ulaşabilirim.
hızı 1000 kilometreye ulaşabiliyor
fakat ulaşamayacaklar
batılı medeniyetlere bile ulaşamamak üstelik
Size nasıl ulaşabilirim?
Onunla temas kuramam.
Tom'a ulaşmaya çalışıyorum.
Tom'la iletişim kuramıyorum.
O, trene binebilecek mi?
Bunu başarmak için nasıl plan yapıyorsun?
Mutluluğa ulaşmak zor.
Tom seninle temasa geçmeye çalışıyor.
Onlara ulaşamıyorum.
Tom, Mary ile temas kuramadı.
- Tom, Mary ile temas edemiyor.
- Tom, Mary'ye ulaşamıyor.
- Tom, Mary ile bağlantı kuramıyor.
Tom, Mary ile e-posta vasıtasıyla bağlantı kurabilir.
Onun dağın tepesine ulaşacağını düşünüyor musunuz?
Önemli olan şey, şuraya ulaşabilmem.
ağırlığı 60 tonu bulabiliyor
Akıllıca kullanılırsa, para çok işe yarar.
Hiç kimse hiçbir şeye çaba olmadan ulaşamaz.
Bu amaca ulaşmak mümkün değildir.
Kuleye erişim kolaydı.
Tren için zamanında varacak.
O bir şey başarmış gibi görünmüyordu.
Tatoeba geçici bir süreliğine kapalıydı.
Onunla henüz bağlantı kuramıyorum.
Tutum değişikliği nasıl sağlanabilir?
Tom'a ulaşmanın hiçbir yolu yoktu.
Mağaraya varmak kolay.
Otele nasıl ulaşabilirim?
Büyüdüğümde ben önemli biri olmak istiyorum.
- Bir çağın sonuna geliyoruz.
- Bir dönemin sonuna geliyoruz.
Kız kardeşimle iletişime geçmeye çalışıyorum.
savunma katmanlarının üstesinden gelmeye zorlayacaktır.
Uzay aracı yakında aya ulaşacak.
Ada ulaşılması çok kolaydır.
- Son trene son anda yetiştik.
- Son tren için tam zamanında vardık.
Trene yetişmek için koşuyorum.
Üst rafa ulaşamıyorum.
Biz takım olarak çalışırsak, bir şey elde edebiliriz.
Bana nasıl ulaşacağını biliyor musun?
Hâlâ ona ulaşamıyorum.
Bu numaradan bana ulaşabilirsin.
Onun zirveye ulaşacağını düşünüyor musunuz?
Bu yıl işsizlik rekor seviyelere ulaşacak.
Çok çalışarak bir şeyi başarabiliriz.
Daha yüksek bir dil seviyesine ne zaman ulaşacağız?
Senin hedeflerine ulaşmana yardım etmek istiyorum.
Saat altıda New York'a giden trene yetişmek istiyorum.
bu iz milyonlarca km uzunluğa bile ulaşabiliyor
kazmadan ulaşmadan böyle bir şey mümkün mü?
Bu gece onun evinde onunla temasa geçebilirsin.
Ne pahasına olursa olsun amacımıza ulaşmalıyız.
Onunla iletişim kurmayı imkansız buldum.
- Otobüsle köye ulaşabilirsin.
- Köye otobüsle ulaşabilirsiniz.
- Köye otobüsle ulaşabilirsin.
Amacına ulaşmak için sıkı çalıştı.
Onu ofisinde bulamadım.
Tom treni yakalamak için koştu.
Tom otobüse yetişmek için koşuyor.
Dünden beri Tom'a ulaşmaya çalışıyorum.
Amacına ulaşmak için çok çalışıyor.
Sonunda Tom'la temas kurabildim.
- Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.
- Hava kararmadan önce Londra'ya varacağız.
Listemizdeki kimse ile iletişim kura bilemedik.
Tom son trene yetişmek için koştu.
O sekiz trenini yakalamak için acele ediyor.
Hedefime ulaşmak için çok fazla çalışıyorum.
Tom her zaman istediğini alabildi.
Tokyo'ya varmamız iki saat aldı.
O, telefonla onunla bağlantı kuramadı.
Tom bu numaradan günün herhangi bir saatinde bana ulaşabilir.
Herkesin eğlendiğinden emin olmaya çalıştım.
Tom Mary'ye nasıl ulaşacağını bilmiyordu.
Daha iyi bir eğitimle daha iyi şeyler elde edilebilir.
Saatlerdir sana ulaşmaya çalışıyordum.
Teknolojinin başaramadığı şeyi onların illüzyonları başarıyor.
Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.
Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.
Yüzeydeki sıcaklık 62 dereceye ulaşabiliyor.
Erkekler ise yüzde 90'ında doruğa ulaşıyorlar.
oort bulutunun iç kısımlarına bile ulaşamadan
Bazı şeyleri başarabilmek için şans lazım ya
Acele et, otobüse zamanında yetişeceksin.
Adaya tekne ile ulaşmak kolaydır.
Çocuk kıyıya ulaşmak için boşuna çabaladı.