Examples of using "Verbrecher" in a sentence and their turkish translations:
Maalesef suç unsuru
Suçlu ayak izleri bıraktı.
Suçlular hapse gitmeli.
Suçlu kimliğini gizlemek zorunda kaldı.
Tüm suçlular hapse gitmemeli.
Suçlular genellikle çocuklar kadar saftır.
Suçlu idam sehpasına gönderildi.
Polis suçluyu bulabildi.
- Suçlu halen kaçak.
- Suçlu hâlâ serbest.
- Suçlu hâlâ dışarıda.
Sabıkalı rehinelerin gitmesine izin vermedi.
Suçlu henüz yakalanmadı.
Bu, suçlular için en insancıl ceza değil midir?
Suçlu Bob değil, onun ikiz kardeşi.
İnsanların suçluları neden putlaştırdıklarını anlamıyorum.
Polis, suçluların nerede saklandıklarını bilmiyor.
Biz suçluyu biliyoruz. Katili de biliyoruz.
Polis, suçluların nerede saklanıyor olduklarını bilmiyor.
Suçlu Tom'un ölümünü bir kaza gibi göstermeye çalıştı.
İlk tanıştığımızda Tom'un bir sabıkalı olduğunu bilmiyordum.
Masum bir adamı hapishaneye göndermek bir suçluyu serbest bırakmaktan daha kötüdür.