Translation of "Test" in Turkish

Wie lief der Test?

Sınavında nasıl yaptın?

Das ist ein Test.

Bu bir test.

- Tom fiel bei dem Test durch.
- Tom hat den Test nicht bestanden.

Tom testte başarısız oldu.

Ich fand den Test schwierig.

Ben testi zor buldum.

Wir haben morgen einen Test.

- Bizim yarın bir testimiz var.
- Yarın bir sınav olacağız.

Wie war der Test heute?

Bugünkü test nasıldı?

Der Test war zum Ankreuzen.

Test çoktan seçmeliydi.

Ich mache noch einen Test.

Ben hâlâ bir test yapıyorum.

Du hast den Test bestanden.

Testi geçtin.

Ich muss den Test nochmal machen.

Sınava tekrar katılmak zorundayım.

Welche Note hast du im Test?

Sınavdan hangi dereceyi aldın?

Ein DNA-Test bewies seine Unschuld.

Bir DNA testi onun masum olduğunu kanıtladı.

Ihr alle habt den Test bestanden.

Hepiniz testi geçtiniz.

Ich habe heute auch einen Test.

Benim de bugün bir sınavım var.

Wir sprachen über den gestrigen Test.

Dünkü test hakkında konuştuk.

Sollen wir einen kleinen Test machen?

Küçük bir test yapalım mı?

Tom bestand den Test mit links.

- Tom sınavdan tam puan aldı.
- Tom testte full çekti.

Zehn zu eins, du schaffst den Test.

- Testi geçebileceğine dair bire on bahse girerim.
- Bire on testi geçebilirsin.

Er hat den Test wie erwartet bestanden.

Beklenildiği gibi testi geçti.

Hat Paula für den heutigen Test gelernt?

Paula bugünkü sınav için çalıştı mı?

Wie hat sie nur den Test bestanden?

O, testi her zaman nasıl geçti?

Ich wette, wir schreiben heute einen Test.

Bugün test olacağımıza bahse girerim.

Ich muss mich auf den Test vorbereiten.

Test için hazırlanmak zorundayım.

Mary machte in ihrem Test mehrere Fehler.

Mary testinde bir sürü hata yaptı.

Mit diesem Test wird Ihr Leseverständnis überprüft.

Bu test senin okuma kavrayışını ölçecek.

Möchten Sie einen HIV-Test machen lassen?

HIV testi yaptırmak ister misiniz?

Tom sind bei dem Test einige Fehler unterlaufen.

Tom testte bazı hatalar yaptı.

Ich habe beim Test nur 33 Punkte erreicht.

Ben testte sadece 33 puan aldım.

Er büffelte die ganze Nacht für den Test.

Bütün geceyi test için çalışarak geçirdi.

Der DNA-Test befreite ihn von allen Anklagen.

- DNA testi onu tüm suçlamalardan temizledi.
- DNA testi onu tüm suçlamalardan kurtardı.

Unser Mathematiklehrer lässt uns morgen keinen Test schreiben.

Matematik öğretmenimiz yarın sınav yapmayacak.

- Die Prüfung war leicht.
- Der Test war einfach.

Test kolaydı.

Ich habe den Test mit fliegenden Fahnen bestanden.

Sınavı çok başarılı bir biçimde geçtim.

Der Test findet um 4 Uhr nachmittags statt.

Test öğleden sonra saat 4'tedir.

Tom hatte keine Skrupel, beim Test zu schwindeln.

Tom sınavda kopye çekmekten hiçbir vicdan azabı çekmiyordu.

Ich wünschte, ich hätte besser gelernt für den Test.

Keşke test için daha çok çalışsaydım.

Ich habe einen ernsten Fehler bei dem Test gemacht.

Testte kötü bir hata yaptım.

Ich muss hart arbeiten, um den Test zu bestehen.

Testi geçmek için çok çalışmalıyım.

Tom hat in dem Test heute keine Fehler gemacht.

Tom bugünkü testte hiç hata yapmadı.

Tom erwartete nicht, dass der Test einfach sein würde.

Tom testin kolay olmasını beklemiyordu.

Ich wette, dass wir heute einen Test haben werden.

Bahse girerim ki bugün bir test olacağız.

Tom konnte beim gestrigen Test keine einzige Frage beantworten.

Tom dünkü sınavda bir soruyu bile yapamadı.

Nicht vor, während oder nach einem Eingriff oder einem Test

Prosedür ya da test sırasında, öncesinde

Unsere Lehrerin sagte gestern, wir würden heute einen Test schreiben.

Öğretmenimiz dün, bugün bir sınav olacağımızı söyledi.

- Wir haben morgen einen Test.
- Wir haben morgen eine Prüfung.

- Yarın bir testimiz var.
- Bizim yarın bir testimiz var.

Er verbrachte zahllose Stunden mit der Vorbereitung auf den Test.

Teste hazırlanmak için çok saatler harcadı.

Ich bin mir sicher, dass die den Test bestehen werden.

Onların testi geçeceğinden eminim.

Tom ist sich sicher, dass er den Test bestehen wird.

Tom testi geçebileceğinden emin.

- Tom erwartete nicht, dass der Test so leicht ist, wie er war.
- Tom hat nicht damit gerechnet, dass der Test so leicht sein würde.

Tom sınavın önceki kadar kolay olacağını ummuyordu.

Okay, wir beginnen mit einem Sprung und einer lustigen Test-Entscheidung.

Görevimize büyük bir atlayış ve eğlenceli bir deneme kararıyla başlayacağız.

Der Test war so schwer, dass wir nicht fertig geworden sind.

O bitirmek için zamanımızın olmadığı zor bir sınavdı.

Das ist das erste Mal, dass ich einen Test bestanden habe.

Bu, şimdiye kadar bir sınavı ilk kez geçişim.

Ich bin ziemlich sicher, dass ich morgen den Test bestehen werde.

Yarın sınavı geçeceğimden kesinlikle eminim.

Tom hatte nicht erwartet, dass der Test so einfach sein würde.

Tom sınavın bu kadar kolay olacağını ummuyordu.

- Tom wird den Test nicht bestehen.
- Tom wird die Prüfung nicht bestehen.

Tom sınavı geçemeyecek.

- Er hat nächste Woche einen Test.
- Er hat nächste Woche eine Prüfung.

Onun önümüzdeki hafta bir sınavı var.

Der Test war durch ständige Kommunikationsprobleme unterbrochen worden, und Kommandopilot Gus Grissom wurde

Test, sürekli iletişim sorunları nedeniyle durdurulmuştu ve Komutan Pilot Gus Grissom

- Habe ich den Test bestanden?
- Habe ich die Prüfung bestanden?
- Habe ich bestanden?

Testi geçtim mi?

Wenn einem mitten im Test der Magen knurrt, ist das ganz schön peinlich.

Sınav ortasında mideniz guruldarsa, bu oldukça utandırıcı bir durum olur.

Test des Mondmoduls in der Erdumlaufbahn gedacht - stattdessen auf eine Mission zur Umlaufbahn des

bir testi olarak tasarlandı - bunun yerine Ay'ın yörüngesine gönderilecek bir göreve gönderilecekti

- Tom und Maria gaben bei dem Test exakt dieselben Antworten, und das kam dem Lehrer verdächtig vor.
- Tom und Maria gaben bei dem Test genau gleiche Antworten, was dem Lehrer verdächtig vorkam.

Tom ve Mary testte öğretmeni şüphelendiren tam olarak aynı cevapları verdiler.

- Wir schreiben heute eine Klausur.
- Wir schreiben heute eine Klassenarbeit.
- Wir schreiben heute einen Test.

Bugün bir test olacağız.

Die Invasion Russlands im Jahr 1812 war für Marschall Berthier und seine Mitarbeiter ein unvergleichlicher Test.

1812'de Rusya'nın işgali, Mareşal Berthier ve ekibi için başka hiçbir şeye benzemeyen bir sınavdı.

Ich bin mir ziemlich sicher, dass der gemeine Lehrer uns heute einen schwierigen Test geben wird.

O acımasız öğretmenin bugün bize zor bir test vereceğinden oldukça eminim.

- Tom machte bei der Prüfung ein paar Fehler.
- Tom machte ein paar Fehler bei dem Test.

Tom testte birkaç hata yaptı.

- Er hat die Prüfung gerade noch bestanden.
- Er hat den Test gerade noch bestanden.
- Er hat die Klausur gerade noch bestanden.

- Testi güçlükle geçmeyi başardı.
- Testi ucu ucuna geçebildi.

„Tom, hör auf, deine Hausaufgaben zu machen. Geh raus und spiel!“ – „Nein, Mama, ich will schon für den nächsten Test lernen.“

"Tom! Ödevini yapmayı bırak. Dışarı çık ve oyun oyna!" "Hayır anne, bir sonraki test için çalışmak istiyorum."