Examples of using "Fiel" in a sentence and their turkish translations:
O, ağaçtan düştü.
Tom düştü.
Tom geriye düştü.
Tom düştü.
O, gözüme çarptı.
Havuza düştüm.
Tom bisikletinden düştü.
Tom merdivenlerden düştü
Aklıma şey geldi
Vietnam savaşında savaşırken öldü.
Tom sıçrama tahtasından düştü.
O, ağaçtan düştü.
Onlar mücadele etti.
Tom ağaçtan düştü.
Tom sandalyesinden düştü.
- Cevaplamak kolaydı.
- Cevap vermek kolaydı.
Tom savaşta öldü.
Tom atından düştü.
O savaşta düştü.
O, attan düştü.
Tom bisikletinden düştü.
Kitap yere düştü.
Yukarıdan bir kaya düştü.
Tom Fransızca öğrenmede zorlanıyor.
Dışarı takla attım.
Köpek balığını... ...fark ettim.
Gözüme tuhaf bir şey takıldı.
Ağaçtan bir elma düştü.
Merdivenden düştü.
O yüzünün üstüne düştü.
O geriye düştü.
O, nehre düştü.
Nefes alma zorluğu vardı.
O, yere düştü.
O, derin bir uykuya daldı.
Yere bir elma düştü.
Planımız suya düştü.
Maymun ağaçtan düştü.
Dün hafif bir yağmur vardı.
Tom dizlerinin üstüne düştü.
- Sınava giremedi.
- O sınavda başarısız oldu.
İlk kar bugün düştü.
- O uçuruma düştü.
- Uçurumdan aşağı yuvarlandı.
Tom düştü.
O zaman Tom'u hatırladılar.
Ağzını açık bıraktı.
Tom savaşta öldürüldü.
O, havuza düştü.
Bu kolay bir karardı.
Kim düştü?
O suya tepetaklak düştü.
O, merdivenlerden düştü.
Tom neredeyse bayılacaktı.
O hemen onun dikkatini çekti.
- Tom nefes almakta zorluk yaşadı.
- Tom nefes almada sorun yaşadı.
O kalkmak için çabaladı.
Merdivenden düştü.
Yuva yere düştü.
- Yuva ağaçtan düştü.
- Kuş yuvası ağaçtan düştü.
Veda bizim için zordu.
Tom merdivenden düştü.
Ben düştüm.
Dengesini kaybetti ve düştü.
Berlin Duvarı 1989'da yıkıldı.
Bardak onun elinden düştü.
Ayağım kaydı ve tekrar düştüm.
Sıcaklık birkaç derece düştü.
O dağıldı.
Ağaç tayfunda devrildi.
O yere düz düştü.
Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.
Onun arabası göle düştü.
Balıklama nehre atladı.
Tom kaydı ve düştü.
O, giriş sınavında başarısız oldu.
O iyi bir çözüm düşündü.
Bebek kuyuya düştü.
Tom havuza düşüp boğuldu.
Neden Tom seçildi?
Problemi çözmüş oldum.
Bunu sen de fark ettin, değil mi?
Nedeyse uçurumdan düşüyordum.
O, takım elbisesinin içinde dikkat çekiciydi.
Kuru bir yaprak yere düştü.
Hintliler gıda bulmakta zorlanıyorlardı.
Kurşun kalemim masamın kenarına düştü.
O iyi bir çözüm düşümdü.
Tom sınavda başarısız oldu.
Tom yüzüstü yere düştü.
Tom giriş sınavında başarısız oldu.
Tom iyi bir çözüm düşündü.
Tom az daha merdivenden düşüyordu.
Sıcaklık sıfırın altında beş dereceye düştü.
evindeki bir bölümü fark ettim,