Examples of using "Produzieren" in a sentence and their turkish translations:
Üretim yapamaz hale gelecekler
Artık yemek üretmek için güneşten faydalanamıyorlar.
Buna benzer daha bir sürü komplo teorisi üretebiliriz
Tropik yağmur ormanları oksijen üretir karbondioksit tüketir.
peki neredeyse bütün canlılar virüs taşıyabiliyor, üretebiliyor iken
Krizler kendilerine karşı doğru tarifleri otomatik olarak üretmez.
bazı tırtıllar yine bit gibi sırtında şekerli bir salgı üretiyor
İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.