Examples of using "Fast" in a sentence and their turkish translations:
neredeyse ama neredeyse
Nerdeyse ama nerdeyse
Edilebilir de.
Neredeyse Tom için kötü hissediyorum. Neredeyse.
Neredeyse.
- Neredeyse orada.
- Çok az kaldı.
Neredeyse her zaman.
Tom neredeyse ağladı.
Neredeyse hazır mısın?
Neredeyse donarak ölüyorduk.
Neredeyse herkes davet edildi.
Neredeyse ölüyordun.
İşin bitiyor mu?
adeta bir koruyucu kalkan
Neredeyse açlıktan ölüyorlardı.
Neredeyse herkes geldi.
Neredeyse herkes dedikodu yapıyor.
Sami neredeyse kusuyordu.
Ben neredeyse hazırım.
Neredeyse ayrıldım.
Neredeyse karanlık.
Neredeyse hiç içki içmem.
Neredeyse beni kaçırıyordun.
- Neredeyse beni öldürüyordun.
- Beni neredeyse öldürüyordun.
Benim pil neredeyse ölmüş.
Tom cüzdanı neredeyse boş.
Neredeyse 300 tane çalışanımız var.
Tom neredeyse kaçamıyordu.
Neredeyse senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Çok az kaldı.
Neredeyse kimse ona inanmadı.
Neredeyse yoğun saatler.
Neredeyse üç.
O imkansıza yakın.
Neredeyse bitti.
O neredeyse hiç çalışmaz.
Neredeyse boğuluyordu.
Ben neredeyse her gün sigara içerim.
Neredeyse açlıktan ölüyordum.
Onlar neredeyse burada.
Tom neredeyse haklıydı.
Tom neredeyse bayıldı.
Tom neredeyse uyuyordu.
Neredeyse gece yarısı.
Neredeyse haklısın.
Tom neredeyse kördü.
Neredeyse ağladım.
- Neredeyse bitirdik.
- Biz neredeyse bitirdik.
Tom neredeyse hiç gülmez.
- Ben neredeyse hazırım.
- Neredeyse hazırım.
Tom neredeyse her şeyi yiyor.
Neredeyse vazgeçiyordum.
O neredeyse hiç olmaz.
Yaklaşık üç.
Bu neredeyse mükemmel olur.
Hemen hemen herkes onu yapar.
Tom neredeyse boğuldu.
Neredeyse unutuyordum.
Neredeyse kazandım.
Neredeyse beş parasızım.
Neredeyse boş.
Neredeyse hazır.
Neredeyse yaz.
Tom neredeyse hiç konuşmaz.
Tom uyumak üzere.
Tom'un işi bitmek üzere.
Tom neredeyse orada.
Ben neredeyse haklıydım.
Neredeyse hiç yalan söylemem.
O neredeyse hiç çalışmaz.
Neredeyse bayılmıştım.
Ben neredeyse otuz yaşındayım.
Burada neredeyse gece yarısı.
- Neredeyse boğuluyordum.
- Neredeyse boğuldum
Tom neredeyse boğuluyordu.
Neredeyse ekim ayı.
O neredeyse mükemmel.
Neredeyse oradayım.
Neredeyse kahkaha atıyordum.
Ben neredeyse körüm.
Neredeyse beş parasızız.
- Neredeyse hiç kahvaltı yemem.
- Hemen hemen hiç kahvaltı etmem.
Leyla neredeyse ölüyordu.