Examples of using "Tragen" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un onu taşımasına izin ver.
Kozmonotlar uzay giysileri giyerler.
Astronotlar uzay kıyafetleri giyerler.
Lens kullanıyor musunuz?
Bunu daha sık giymen gerekir.
Bazı kadınlar sutyen giymez.
Kendi giysilerini giymelisin.
güneş kremi sürüyorsunuz
bir şeyi taşıyabiliyorlar
Giymeden önce yıka.
Onu taşımama izin verin.
Çizme giymek zorundayım.
Onlar pahalı yüzükler takıyor.
Bu adamlar tayt giyiyorlar.
Bu askerler sivil kıyafetler giyiyorlar.
Onların hepsi isim etiketi takıyor.
Atlar neden at gözlükleri takarlar?
Polis memurları mavi üniforma giyer.
Seni taşıyacağım.
Onu taşıyabilirim.
Bazı erkekler takı takar.
Hepsi üniforma giyiyor.
Koruyucu yüz maskesi takıyor musun?
Valizini taşıyayım.
Bu kutuyu benim için taşıyabilir misiniz lütfen?
Onu senin için taşıyabilirim.
Orada bir kravat takmalısın.
- Neden kravat takmak istemiyorsun?
- Neden kravat takmak istemiyorsunuz?
Mary pahalı marka kıyafetler giymek istemiyor.
Bir kravat takmayı unutma.
Bavulu yalnız taşıyabilir misiniz?
çiçeklerin tohumlarını taşımakta da var rolleri
onu da yuvaya taşıyorlar
Bu kızlar dar ve kısa elbiseler giyiyorlar.
Kürk ceket giymemelisin.
Bir kimono giymek ister misin?
Adamlar kısa kollu gömlekler giyiyorlar.
Bazı insanlar pijama giymezler.
Kendi payıma düşeni yapabilirim.
Onlar parlak renkler giymeyi severler.
Birçok çocuk bisiklet kaskı takmaz.
Bir sürü çocuk kot pantolon giyer.
Neredeyse bütün insanlar elbise giyerler.
Kızların her ikisi de beyaz takım elbiseler giyiyorlardı.
Buz bizim ağırlığını taşıyabilecek mi?
Biz kış aylarında yünlü giyeriz.
Lütfen maske takın.
Çalışanlar üniforma giymelidir.
Bu bavulu tek başıma taşıyamıyorum.
Bisikletçiler, spandexten yapılmış bisikletçi şortları giyiyorlar.
Bu taşımak için sadece çok büyük.
Başınızı korumak için bir kask takmanız gerekir.
Bu katır daha ağır bir yük taşıyamaz.
Tom Mary'nin bavullarını taşımasına yardım etti.
Bunun için eldiven takmalısınız.
başına fes takmış kişiler anlatır
polen taşımada çok büyük önem taşıyor
virüs taşıyan yabani hayvanlarla aramızda
yuvalarına taşıyorlar
Ona çantamı taşıttım.
Ben asla bir eşofman giymem.
Tom ve Mary okul üniformalarını giyiyorlar.
Artık gözlük takmak zorunda değilim.
Tom yeni ayakkabılarını giymek istedi.
Gerçekten o elbiseyi giyecek misin?
- Çabanız mutlaka sonuç verecek.
- Çabanız mutlaka meyvesini verecek.
Tom'un bavulunu onun için taşımak zorunda kaldım.
Ona bavulu taşıttım.
Okulumuzda üniformalar giyeriz.
Donanma subayları beyaz üniformalar giyer.
Günümüzde, Japon halkı nadiren kimono giyerler.
Ne kadar süredir kontak lens takıyorsun?
Tom teknik olarak koruma gözlüğü takıyor olmalı.
Ona masasını taşıması için yardım ettim.
Silah taşımak yasak.
Birçok çocuk o tür şapkayı giyer.
Sert şapkalar giyiyor olmamız gerekmiyor mu?
Sadece hayvanlar kürk giymeli.
Lütfen çantanı taşımama izin ver.
Silah taşımak hukuka aykırıdır.
Mavi elbiseyi giyeceğim.
Tom sizin için bu bavulları taşıyacak.
Tom Mary'ye valizini taşıttı.
Tom üç valizi taşımak zorunda kaldı.
Bu alışveriş çantasını benim için taşıyabilir misin?
Bavulu istasyona taşıyoruz.
Bir hamal bagajını taşısın.
Tom bagajımı taşımama yardım etti.
İş yerinde bir kravat takmam gerekir mi?
bu kolyeyi doğum sırasında da taksın diye.
iyi de başına fes takıp yalan söyleyenler
virüsü ise çok kolay taşır bu yarasalar
Dalış kıyafeti giymemem gerektiğini içgüdüsel olarak biliyordum.
Tüm bu bagajları götüremem.
Çabalarınız bir gün meyvesini verecektir.
Benim için çantalarımı taşır mısın?
Çocuğa çantamı taşıttım.