Examples of using "Malen" in a sentence and their turkish translations:
Ben aynı zamanda resim yapmayı da severim.
Tom resim yapamaz.
Onu boyamak zorundayım.
Mary bana boya yapmayı öğretiyor.
Ressamlık onun hayatının büyük aşkıydı.
Keşke öyle boyayabilsem.
Erkek kardeşimin resim için doğuştan yeteneği var.
Otuz yaşına kadar resim yapmaya başlamadı.
Çocuk bir resim çizmekten zevk aldı.
Tablo yapma nispeten iyi yapabileceğim başka bir şeydir.
Onun gibi nasıl boyayacağımı bilmek istiyorum.
Öğleden sonrayı bir resim yaparak geçirdim.
Hobisi çiçek resimleri yapmaktır.
Portreleri çizebileceğim bir okul arıyorum.
Onun hobisi resimler yapmaktır.
O, küçük erkek kardeşine resmini bitirmesi için yardım etti.
Onun sadece tablo yapmayı sevmesi onun tablo yapmada iyi olduğu anlamına gelmez.
Ama küçük yaştan itibaren resime olan yeteneği onu başka yerelere taşıyacaktı
- Arkadaşlarım beni sessizce izliyorlardı ve, benim şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine , onlar ciddi kaldılar.
- Ahbaplarım sessizce beni izliyorlardı ve şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine bu defa ciddiyetlerini bozmadılar.
Leonardo da Vinci, Mona Lisa'yı yapmaya 1503'te başladı.